Bölüm 35 "Ortak"

2.1K 122 42
                                    

Ilık bir suyun altında gibiydim dışardaki konuşmalar kulağıma geliyor ancak üstümdeki tonlarca metreküp su yüzünden ne hareket edebiliyorum ne de gözlerimi aralayabiliyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ilık bir suyun altında gibiydim dışardaki konuşmalar kulağıma geliyor ancak üstümdeki tonlarca metreküp su yüzünden ne hareket edebiliyorum ne de gözlerimi aralayabiliyordum.

"Abi ablam uyuyakaldı uyandırsak mı?"

Bir süre sessizlik ve arabanın el freninin çekilme sesi "Levent baba siz geçin ben Direnç'i odasına götürürüm uyandırmayalım şimdi kızı."

"Tamam oğlum." Birkaç kapı açılıp kapandı. Doruk'un başımın altındaki omuzunun benden uzaklaştığını hissettim başım boşluğa düşeceği zaman başka bir omuz onun yerini almış koltuk altımdan ve bacaklarımdan beni kavramıştı. Bu Yücel olmalıydı hafif terle karışık sigara kokusu burnuma doldu ama iğrenmedim.

"Gerçekten uykun çok derin, ne yapacağız senle?" Kendi kendine konuşuyor gibiydi. Yavaş yavaş merdivenleri çıktığımızı hissediyordum.

"Onlar için sakın üzülme olur mu? Onlara ışığından verme, karanlıkta boğulsunlar." Hafızamda yer edinmeyecek cümleleri kalbimde çoktan yer edindi.

Ardında vücudum soğuk çarşaflarla buluştuğunda ister istemez cenin pozisyonuna geçtim. Önce ayakkabılarımı ardından çoraplarımı çıkardı ve üstümü örtüp odadan ayrıldı. Bana böyle davranması içimi acıtıyordu.

Böylece bir damla yaşın gözlerimden yastığa süzülmesine mani olamadım.

***

Kapımın tıklatıldığını duyuyordum ama uyanmam uzun sürdü. 

"Giriyorum bak." Bir süredir kapının dışında bir şeyler söyleyen Yücel'in sadece son kelimelerini anlayabildim.

Adım seslerini işittim ama gözlerimi açmakta zorlanıyordum. En son arabada uyuyakaldığımı hatırlıyordum.

Dimağım yerine geldiğinde gözlerimi açmadan huysuzlandım "Gerçekten her sabah uykumu bölmekten zevk mi alıyorsun?"

Benim aksime onun keyfi yerindeydi "Günlerdir doğru düzgün bir şey yemiyorsun hadi toparlan kahvaltıya gel."

Böyle düşünceli tavırları beni sinir ediyordu. Alışkın değildim. 

"Saat kaç?" Ben hala yan yatmış haldeydim. Gözlerimi sonunda aralayabildiğimde yüzünde güzel bir gülümseme vardı. Takım elbisesiyle başımda dikilmiş benim berbat halimi izliyordu.

"8.30 belki kahvaltıdan önce duş alırsın diye erken uyandırdım seni," büyükçe esnedim ve kedi gibi gerindim.

"Bu evde hiç öğlene kadar uyuyamayacağım değil mi?"

"Tek başına kahvaltı etmek istiyorsan tabi ki öğlen uyanabilirsin tercih senin."

Tek başıma kahvaltı etmek istemediğim için senelerdir kahvaltı yapmayan bendim. Şimdi yanımda beraber kahvaltı yapabileceğim birileri varken şikayet etmem aptallık olurdu.

SENGERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin