Bölüm 14 "Kırmızı Çoraplar"

2.9K 144 19
                                    

Yaşadığımız şehir sıcak bir iklime sahip olsa da bereketli yağmurları sayesinde yeşillik alanı çoktu ve bu üstü açık arabamla gezmeme ayrı bir güzellik katıyordu. Kendimi zamanın akışına bırakmıştım. 

Neden bu gezinti için yanımda Ayaz'ı istedim bilmiyordum ama  o da bu durumdan keyif alıyormuş gibi görünüyordu. Onun keyifli olması beni de mutlu etti. Günlerce ben ayağa kalkmakta sorun yaşadığım için bana yardımcı olmuştu. Bir kere bile söylendiğini ve ya yüzünü buruşturduğunu görmemiştim. 

Hayatımda ilk defa ihtiyacım varken biri yanımdaydı. Ayaz iyi biriydi ve artık onu üzmek istemiyor benim yanımda mutlu olmasını istiyordum. 

Telefonumun ekranındaki aramayı gördüm.  "Sen cevaplar mısın araba kullanıyorum." dedim Ayaz'a saniyelik bir bakış atarak, benden başka birisi de arabanın içindeyse ekstra dikkatli kullanırdım.

Yerinde doğrulmadan kolunu uzattı ve vitesin oraya sıkıştırdığım telefonumu aldı. Duygu arıyordu.

Ayaz birkaç onaylama cümlesi söyledikten sonra konuşma da bitirdi. "Ablan dönmemizi istiyor." Dönebilmek için sola sinyal verdim o ise yerini beğenmiş gibi ön koltuğuma biraz daha kuruldu. Kollarını göğsünde bağlamış batmakta olan güneş ışınlarından kıstığı ela gözlerle beni izliyordu. Bu kadar incelenmek hoşuma gitmese de sesimi çıkarmadım ve geldiğimiz yoldan geri döndük.

Hep beraber sohbet ederken bir yandan kuzenimin bana sataşmasına göz yumuyordum bir yandan da gülümseyerek sohbete katılıyordum. Mutluydum sanki son bir senedeki kara bulutlar üstümden dağılmaya başlamıştı. Hayatımda yaklaşık 1 aydır olan Ayaz'ın da bunda etkisi vardı. Onun sayesinde Burkaylarla daha sık görüşür olmuştum ve haberleşmemiz artık çok kopuk değildi.

Kendimi ailemden soyutlamak istesem de buna izin vermeyen, kabus gördüğümde beni saran oydu.

Aldığım arabayla attığım normalleşme adımım bu sene dondurduğum bölümüme geri dönüş yaparak devam edecekti. Artık ailemin benim için endişelenmesini istemiyordum. Her kötü anımda acaba kriz geçirir mi sorusu içlerini kemirmemeliydi.

Annem gibi başarılı bir mimar olup kuzenimle çalışacaktım. Kazandığım parayı da gönül rahatlığıyla harcayacaktım.

Laf arasında bana doğru başını eğen ablamın sesini duydum "Uzun zaman sonra seni mutlu gördüğüme çok seviniyorum ablacım," dedi. Bu sefer yanımızdaki Sedef de durduramamış kendini bana yaklaştırırken tam dedikoducu teyzeler gibiydik. "Direnç kızma ama Ayaz'ın sendeki pozitif etkisi gün gibi ortada," dedi.

Kızmadım ama cevap vermek de istemedim sadece içten olduğunu düşündüğüm bir gülümseme takındım bundan cesaret almış olacaklar ki susmadılar.

"Hepimizi eve yollayıp romantik araba turu yapmanız gözümden kaçmadı değil," dedi ablam.

Ne romantiği saçmalama, diye çıkışmadım ama beni sıkıştırmayı görev edinmiş bu ikilinin ben durdurmazsam durmaya niyetleri yoktu göz ucuyla salonun bir köşesindeki Ayaza baktım.

"Bak bak nasıl da kesiyor çocuğu," diye atıldı bakışlarımı yakalayan Sedef sesinde eğlenen bir tını vardı.

"Ay hadi inşallah," dedi Duygu bu sefer benim de duymamı istemezmiş gibi sadece Sedef'e söylemişti.

Ben ağzımı açmamıştım ama iki dakikada kendi kendilerini gelin güvey olmuş gülüşüyorlardı. Bu duruma son vermem gerekiyordu.

"Tamam çekici biri ve bizi yakıştırmanızı anlıyorum ama yeter bu kadar zevzeklik," sesim istemeden de olsa sert çıktı ama umursuyor gibi değillerdi hala "Oooo demek çekici buluyorsun he?" Gevrek gevrek sırıtıyordu. 

SENGERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin