Doruk biraz daha kendini toparladığında mekanı Sezer'e emanet edip benim evime geçmiştik. Levent beyin öğrenmesini istemediği için Doruk babasına birkaç gün benimle kalacağını söylemişti.
"Polise gitsek daha iyi olmaz mıydı?" Elif'in ürkekliği biraz azalsa da hala bize karşı çekingen tavırları vardı. Ona hak veriyordum bu gece zor şeyler yaşamıştı.
"Bu şehrin ara sokaklarında kamera falan olmaz polisin o adamları bulabileceğini sanmıyorum. Neyse ben halledeceğim öncelikle ailene haber vermemizi ister misin?"
"Nasıl halledeceksin? Yine ne geçiyor o deli aklından?" Yücel'e sonra konuşalım bakışı atıp Elif'e döndüm. Doruk bir koltukta uzanıyor biz de salonumdaki koltuklara dağılmış kahve içiyorduk.
"Aileme haber vermeyelim şimdi endişelenmesinler."
"Tamam bu gece benim misafirim ol yarın seni yurduna bırakırız olur mu?"
Elif başını salladı usulca ama gözlerini yerdeki halıya dikmişti. "Yarın ben memleketime dönsem daha iyi olur." Söylediği kaşlarımı çatmama sebep oldu.
"Okulum açılacak demedin mi neden dönmek istiyorsun?" titrek bir nefes bıraktı. "Şey.. Yurt param diğer eşyalarımla çalındı." Tırnakları pantolonunu sıkıyordu utandığını fark ettim ama bunda utanılacak bir şey yoktu.
"Tamam eşyalarınla paranı da yarın geri alırsın. Miktarı ne kadardı?" Özel öğrenci yurtlarının fiyatları uçuk olabiliyordu. "10 bin civarı" eşyalarını bulsak bile parayı bulamayacağımızı bilsem de bunu Elif'e söylemedim bir şekilde halledecektik. Kızı ortada bırakacak halimiz yoktu.
"Tamam hadi gel Elif senle ben benim odamda uyuruz beyler de salonda kalır." Ben ayaklandığımda Elif de ayaklandı. Önden yürüyerek odamın yerini gösterdim beni sessizce takip ediyordu. Çarşafları değiştirirken aynı sessizlikte bana yardım etti ona uygun uyurken giyebilmesi için kıyafetler verip salondakilere de yastık ve çarşaf ayarlayıp Elif'i odada bırakarak salona döndüm.
Doruk'un halsizliği gözlerinden okunuyordu. Yastıklarda birini başının altına koyup üstünü örttüm. "Doruk bana size saldıranların eşkali lazım." Yorgunca 3 adamın da eşkalini anlattı.
"Elif iyi mi?" uykuya dalmak üzereydi ama içerdeki kızı düşünüyordu hala "İyi uyuyor o da hadi sen de uyu bu işi abinle halledicez biz"
"Teşekkür ederim abla" dediğinde içimden bir şeyler koptu sanki. Canını acıtmamak için başını hafifçe okşayıp mutfağa yöneldim. Yücel de mutfakta kahve bardaklarını bulaşık makinesine yerleştiriyordu.
Hamarat adam.
Sandalyelerden birine oturup bir sigara yaktım. Pencereler açıktı. Yücel de bana dönmüş cevap bekleyen bakışlarını üzerime dikmişti.
"Ne yapmayı planlıyorsun?"
"Ahmet Avcıyla konuşacağım." Kaşlarını o kadar hızlı çattı ki kaşlarının başından beri çatılı olduğunu düşünmeme sebep oldu.
"Sakın! Direnç sakın! O adamdan yardım mı isteyeceksin? Asla!"
"Adamla iş yapıyoruz farkında mısın? Üstelik tabi ki yardım etmesi için yalvarmayacağım kendisi zaten buna gönüllü olacak."
"Gönüllü olsun olmasın o adamla iletişim kurmanı istemiyorum."
"Peki ne yapmayı düşünüyorsun susup oturalım mı? İçerdeki çocuğun yüzünü unuttun mu? Peki odamda korkudan sesini çıkaramayan kızın görüntüsünü nasıl unutacaksın?"
"Tabi ki susup oturmaya niyetim yok yarın tanıdıklarımla iletişime geçeceğim. Mafyadan yardım istemekten iyidir."
"Yücel sen de ben de iyi biliyoruz ki o tip adamları ancak bu tip adamlar bulabilir. Daha fazla benimle inatlaşma çünkü kararım değişmeyecek." Son sözü söylediğimde sinirle yaslandığı tezgahı sıktı. Haklı olduğumu biliyordu yine de durumu kabullenemiyordu. Ben sigaramı içerken durumu kabullenmesi için zaman tanıdım.
![](https://img.wattpad.com/cover/227255299-288-k433121.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENGER
BeletrieAilesi için her şeyi göze alabilecek, zekası ve cesaretiyle kendine hayran bırakan toprak gözlü bir kadının prangalarından, maskelerinden ve acılarından kurtulmasının hikayesi.