Bölüm 54 "Kıskançlık"

2.2K 140 96
                                    

Kendime söz geçirememek son günlerde beni en çok zorlayan şeylerden biri.

Doktor içimdeki sızıya dur diyemiyorum.

"Evet Direnç hanım sonuçlarınız iyi görünüyor sanırım sizin de bir şikayetiniz yok." Doktorum elindeki tomografi sonuçlarıma bakıyordu. "Evet artık daha iyiyim ağrılarım neredeyse geçti."

"İki haftanın sonunda normal ancak siz yine de bir hafta daha hareketlerinize dikkat edin ani hareketlerden kaçının ve uzun süre ayakta kalmamaya çalışın." Ona nazik bir gülümseme gönderdim ardından ayaklandık. Doruk da benim gibi mutlu görünüyordu.

Hastaneden yavaş adımlarla çıkarken kardeşim kolunu omuzuma sarmıştı ben de ona yaslanmış aracımıza yürüyorduk. Yücel de benimle kontrole gelmek istese de onu geri çevirmiştim. Beni emanetmiş gibi görüp Levent beyden çekindiği sürece onunla iletişimimi sınırlandırma kararı almıştım.

Arabanın yolcu koltuğuna yerleştiğimde Doruk da sürücü kısmına geçmişti. "Hemen eve mi geçelim abla?"

"Benim bir planım yok eve geçebiliriz." Yarın da kendi evime geçecek iş başı yapacaktım. Gözümdeki morluk yerini çirkin bir sarılığa bırakmıştı ama rahatça makyajla kapatabilirim. Yücel her ne kadar işlerle ilgilense de her şeyi onun omuzlarına yüklemek hoşuma gitmiyordu hem Electra'yı özlemiştim. Ela'nın sinir bozucu suratını bile özlemiştim.

"Abla ben diyorum ki sınava hazırlansam mı tekrar?" Doruk'un çekimser sesi yola dalıp giden benliğimi çekip aldı.

"Fikrini mi değiştirdin neden?" Daha önce üniversite okumanın saçmalığı hakkında konuştuğunu hatırlıyordum. Şimdi ne değişmişti?

"Bilmem. Elif arada bahsediyor ortamdan partilerden falan eğlenceli geldi galiba." Sebebi şimdi ortaya çıkmıştı. Demek Elif için istiyordu.

"Karar senin, hangi üniversiteyi düşünüyorsun? Bak başka şehre gideceğim deme göndermem seni."

"Yok abla ne başka şehri Eliflerin üniversite güzel birkaç kez kampüse gitmiştim beğendim. Orada bir yer tuttururum elbet." Ona gülümsedim ama gözleri yolda olduğu için görmedi.

"Tutturursun tabi sen yeter ki düzenli çalış. Kitap falan lazım mı alsaydık keşke." Ben sınava hazırlanalı 4 sene geçmişti her şeyden bir haberdim.

"Geçen seneki kitaplarım bomboş duruyor. Biraz kararsızdım ama şu an karar verdim galiba gerçekten sınava gireceğim."

"Aman aman büyümüş de üniversite mi okurmuş?" Elimi kıvırcık saçlarına attığımda benden kurtulmaya çalıştı ama gülüyordu. Kazansa da kazanmasa da hayatı için kararlar alıyor olduğunu görmek beni mutlu etmişti.

"Aaa Sevgi abla mı gelmiş?" Doruk söyleyince geniş bahçedeki yabancı aracı fark etmiştim. Biz de yanına park edip indiğimizde avukatım Sevgi Akar'ın bu aileyle yakınlığını tartıyordum. Yücel bir konuşmamızda onun da Levent beyin kurtardığı kayıp ruhlardan olduğunu söylemişti. Benim merak ettiğim ise ailenin ne kadar içinde olduğuydu.

Eve girdiğimizde hemen odama geçmeyi planlıyordum ancak Doruk sesler gelen mutfağa yönelince ben de onu takip ettim. Mutfaktan içeri girdiğimizde Sevgi Akar'ı üstündeki resmi kıyafetlerin aksine ocağın başında tencere karıştırırken görmek beni şaşırttı. Haftasonu olduğu halde resmi giyinmesi bana Yücel'i hatırlatmıştı.

Yücel de Sevgi hanımla uyumlu gibi giydiği takım elbisesiyle mutfaktaki küçük masada oturuyor ocağın başındaki Sevgi hanımla muhabbet ediyordu.

"Sevgi abla hoş geldin." Doruk öne atılıp Sevgi hanıma sarıldığında gözleri üzerimize çekmiştik Doruk ile yakınlığı yüzünden içimde kıskançlık tohumlarının ekilmesine engel olamadım.

SENGERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin