Bölüm 59 "Güven"

2.1K 147 111
                                    


"Doruk az önce bize küfür mü ettin sen?" dedim esneyip yatakta gerinirken, sabahın köründe uyanmak hiç hoşuma gitmiyordu. Yücel hızlı hareketlerle yatakta toparlandığında göz ucuyla onu izliyordum. Şaka maka gerçekten yatakta basılmıştık.

"Siz" İşaret parmağını bize doğrultmuş şaşkınca bakıyordu.

"Abicim özür dilerim kötü bir tepki vermeden önce beni dinle." Yücel'in telaşlı sesine anlam veremedim. Ortada özür dilenecek bir şey yoktu.

"Siz şimdi" Kıvırcığım hala şoktaydı anlaşılan.

"Doruk biliyorum kızacaksın ama" Yücel kendini nasıl bir durumun içinde görüyordu bilmiyordum ama kıvranmasını izlemek hoşuma gitmemeye başlamıştı.

"Evet Doruk." 

"Oha ya siz sevgili miydiniz? Bana neden söylemediniz?" Bence sevgiliydik tabi bir Yücel'e sormak lazımdı. Soruya cevap vermesi için ona diktim bakışlarımı. "Çocuk bir şey sordu Yücel cevap verir misin?"

"Ben söylemek istedim ama ablan saklayalım dedi." Tüm suçu üzerime yıktığında gözlerim yerlerinden fırladı.

Doruk'a açıklama yapmam gerekti. "Yeni zaten bir, bir buçuk haftalık" Aslında tam olarak 14 gün olmuştu ama gün sayıyor gibi olmamak için bu bilgiyi kendime sakladım.

Doruk kendine gelmiş olacak ki gülümsemeye başladı. Kötü tepki vermeyeceğini en başından beri biliyordum. "Ben zaten sizi yakıştırıyordum." Ayağa kalkıp sırıtan kardeşimi kolumun altında aldım. "Yaa demek öyle. Ben seni kimle yakıştırıyorum biliyor musun?" Anında yüzü bana dönerken heyecanla sordu "Kim?"

"Elif tabi eşek başka kim olacak?" Yüzü kızarırken hülyalı bakışlarını fark etmiştim. Kızın ismi bile konuyu dağıtmama yardımcı oluyordu. "Çok yakışmaz mıyız be abla?" Doruk hala kolumun altındayken odamın kapısına adımladım yavaş yavaş. "Yakışırsınız tabi ki senden iyisini mi bulacak? Bu arada Samet abine söylesen kahvaltıda benim için krep yapabilir mi çok canım çekti?"

"Söylerim" Biriciğim nasıl da hemen kabul ediyor. "Tamam o zaman kahvaltıda görüşürüz ablacığım." Doruk'u zaten laf arasında kapıya kadar getirmiştim. O söylediklerimi yapmaya giderken ben de kapıyı kapatıp bana gülümseyerek bakan Yücel'e döndüm rahatlamış görünüyordu ama maalesef benim yüzümde gülümseme yoktu.

Benim ciddi surat ifademi gördüğünde onun da gülümsemesi silindi. Kollarımı göğsümde birleştirdim. "Yücel biliyor musun? İnsanlar hata yaptıklarında özür dilerler." Gözlerimi bir iki saniye kapatıp açtım "Şimdi sana bir kez soracağım cevabına göre istersen son haftalarımızı hafızamızdan tamamen sileriz. Hiç yaşanmamış gibi." Derin bir nefes aldım bunu sormak zordu. "Sen bizi hata olarak mı görüyorsun?"

Doruk'tan öyle telaş içinde özür dilemesi içime oturmuştu. Net cevap verene kadar da rahatlamayacaktım. Eğer biz bir hatayız pişmanım derse her şeyi kalbime gömer onunla sadece iş arkadaşı olurdum.

Kaşları çatılırken sesindeki ciddiyeti soludum. "Öyle görmem mümkün değil. Hem hiçbir hata böyle doğru hissettirmez." Kesin sözlerini duyduğumda rahatladım. Bir anlık bile olsa korku içimi sarmıştı.

Sinirim yerini anlayışa bıraktı. Onu anlamak istiyordum. "Peki söyler misin az önceki halin neydi?" Dün beni elimden tutup götüren o adamla arasında dağlar kadar fark vardı.

Yatağımın kenarına oturduğunda omuzları da yenilgiyle çökmüştü. Bakışları halıya sabitken konuştu "Ben aslında korktum. Sanki Doruk çıkıp ablamı hak etmiyorsun sen kimsin diyecek sandım. O böyle söyleseydi ne cevap veririm onu bile bilmiyorum." Saçmalıyordu Doruk Yücel ile büyümüştü onu abisi olarak görüyordu. Abisini her zaman desteklerdi şüphesiz.

SENGERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin