"Bu hayatta ki en büyük yanılgım, seni tanıdığımı sanmamdı"
"Kim gelmiş Afra?" Ece' nin seslenmesiyle bir kaç saniye mutfak kapısına doğru baktım. Tekrar yüzümü kapıda bekleyen misafirimize çevirdiğimde "Aslı hanım?" Dedim onu beklemediğimi açıkça belli eden bir sesle.
"Afra'cım girebilirmiyim?" Derken gözleriyle içeriyi gösterdi. Yaptığım saygısızlığı farkına varıp, kapının önünden çekildim. Elimle içeriyi işaret edip "afedersiniz. İçeri girin lütfen" dedim.
Aslı hanım gülümseyerek içeri girdi. O anda mutfaktan çıkan Şeyma misafirimizi görünce şaşkınlıkla bir bana bir Aslı hanım'a baktı.
"Hoş geldiniz" dedi şaşkınlığından kurtulunca.
Aslı hanım samimi bir şekilde "Hoş buldum canım" derken benim yönlendirmemle salona geçti.
Şeyma Aslı hanımın arkasından çaktırmadan kolumu tutup sessizce "hayırdır?" Dedi. Bilmiyorum dercesine omuz silktim.
Kadının arkasından salona girdim. "Şöyle Oturun lütfen" dedim ayakta bekleyen Aslı hanım' a, üçlü koltuğu işaret ederek.
"Bir şey içermisiniz? Çay, kahve"
"Teşekkür ederim canım, çok kalmayacağım. Seninle biraz konuşmak istiyorum, beni dinlersen sevinirim" dedi.
Başımı hafifçe sallarken, onun çaprazındaki tekli koltuğa oturdum. "Buyrun sizi dinliyorum" dedim.
Aslında konunun az-çok ne ile ilgili olduğunu tahmin ediyorum.
Bir hafta önce Aras beni evine davet etmişti, aslında beni davet etme sebebinin annesi olduğunu, sonradan kendi söylemişti.
Aslı hanım kibarca boğazını temizleyip "Seni severim bilirsin, başına gelenleri duyunca çok üzüldüm" dediğinde ruhsuzca gülümsedim. Bu konuşmanın sonunda kendimi teselli etmem için söylenmiş bir sözdü belkide.
"Bu olanlardan dolayı Mert'i suçluyorsun, kendince haklısın ama inan bana O da çok üzülüyor. Sen onu affetmedikçe o kendini harap ediyor"
Karşımdaki kadın ne için konuşuyordu? Kimin için...Kim benim kadar umursar seni Mert?
Kim benim kadar üzerine titrer...
Ama şimdi aklımın ucundan geçenler hep 'Hiç' oluyor.
"Biliyorum sen şu an beni çok bencil buluyorsun, ama o benim oğlum sayılır. Onu Aras'tan hiç ayırmadım, onu ben büyüttüm. Şimdi de acı çeksin, istemiyorum" o konuştu ben sustum.
Sizi anlıyorum, diyemedim.
Haklısınız, diyemedim.
Sustum.
"Sende biliyorsun ki, Mert asla bile isteye sana zarar gelsin istemez"
Herkes tutturmuş 'Mert sana zarar vermez' diye.
Artık aklımla alay eder gibi, anlam veremediğim bu konuşmaların sonu gelsin istiyorum.
"Peki Aslı hanım, Mert bana zarar vermez!" Dedim bütün duygularımı içimde bir kuytuya gömüp, düz bir sesle.
"Aslında yanlış oldu. Eşiniz, Halit bey bunu neden yaptı? Bütün bunlara neden sebep oldu?" Sorum karşısında oğluna miras bıraktığı, kuyu mavi gözleri şaşkınca açıldı.
"Nerden çıktı bu? Halit neden yapsın?" Derken rahat görünmek için hafifçe güldü. Ama rahat değildi, titreyen göz bebekleri onu ele veriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELZEM
ChickLitTek amacı okulu bitirip kendi ayakları üzerinde durmak olan Afra'nın Akar kardeşlerle tanışması ile hayatı alt üst olur... Kendini hastalıklı bir aşkın içinde bulur... Bir adam en fazla ne kadar acımasız olabilir? Bir kadın en fazla ne kadar sevebil...