59. Bölüm

455 18 13
                                    

Hayatım boyunca tek bir şeye inandım, ya şanslı doğarsın ya da hayatın boyunca şansızlık peşini bırakmaz. Ama şimdi bütün bu düşüncelerimi yıkan bir şey var hayatımda.  Başımı kaldırıp şoför koltuğundaki adamla dikiz aynasından göz göze gelince anlıyorum ne kadar şanslı olduğumu. Hayatım boyunca berbat hissettim kendimi ama şimdi mutluluktan ölecek gibiyim.  Sanki şu anda dünyada hiç mutsuz insan yokmuş gibi, sanki benimle birlikte herkesin şansı dönmüş gibi bir huzur var içimde.  Hani insan hastaneye gidince, ne kadarda hasta insan varmış der ya. Ya da bir mezarlığa gidince anlarsın binlerce kişinin ölmüş olduğunu ve mutluykende böyle oluyormuş işte, herkes mutlu hissi sarıyor insanı.

Dikiz aynasından sıkça bana bakan Yılmaz'la tekrar buluştu gözlerimiz.  Onda bir gerginlik var bugün. Tamam belki normalde de pek neşeli ve eğlenceli biri olmaya bilir ama bugün başka bir şey var bakışlarında hissediyorum.  Sinirli olsa açıkça belli eder ve bağırıp çağırarak olay çıkarır ama bu farklı, sanki bir şey var saklamaya çalıştığı ve bana rol yapma gereği duyduğu. 

Onu geren her neyse geçsin diye gülümseyerek baktım ona ve o gözlerini tekrar yola çevirmeden göz kırptım.  Bakışlarında ki kara bulutlar dağıldı birden ve sıcak bir tebessümle baktı bana.

"Oğlum önüne dön, kaza yapacaksın lan!" Dedi Kadir Yılmaz'a dönerek.  "Yola bak diye Afra'yı arkaya yolladık, bu kez aynadan ayırmıyorsun gözlerini" diye söyleniyordu, aklında Yılmaz'ı azarlıyordu ama alttan alttan eğlendiği barizdi.  Kadir'in diline düşmekten daha beteri yok bence. Varsa da ben bilmiyorum.

Yanımda oturan Nazlı heyecanlı bir sesle "Kim inanırdı ya daha önce bu yolda kedi ve köpek gibi kavga eden bu ikisinin böyle ponçik ponçik nişanlı olacağına?" Dedi. Yılmaz'ın aynadan baktığım yüzü ekşidi. "Ponçik ne lan!" Dedi.  

Kadir kendinden emin bir şekilde"valla ben biliyordum sonunda bunların olacağına, Afra ilk Yılmaz'ı bizim barın arka sokağında dövdüğünde aldım ben o enerjiyi" dedi. 

Nazlı kahkaha atarak "büyük aşklar dayakla başlar diyorsun yani?" Diyerek dalga geçti.  "Hatırlarsak abim de Afra'nın dudağını patlatmıştı" demesiyle, Yılmaz suskunluğunu bozarak "kazaydı" dedi savunmaya geçerek. 

"Kaza diyemeyiz bence, öfken gözünü kör edince ne yapacağın belli olmuyor" dedim.   Tekrar bana çevirdi bakışlarını. Gözlerini kısarak "bilerek yaptım yani öyle mi?" 

Hafifçe omuz silktim "bilemem" dedim. Onu biraz kızdırdım galiba bu tavrımla. "Senin o ibine kardeşin benim canımı sıkmasaydı ve sende her zaman ki gibi araya girmeseydin olmayacaktı öyle bir şey!" Dedi.  Yalandan bir kahkaha attım.  "Mert'i karıştırma, bir kerede olsa hatanı kabul et" dedim.

"Sende bir kere de olsa beni değil, onu suçla be kadın!" 

"Aha kavga geliyorum diyor" dedi Kadir. hala işin gırgırında kendisi. 

Birden aklım başıma geldi,  ne olduysa artık Yılmaz'a döndüm ve "Yılmaz durdur arabayı, indir şu ikisini arabadan!" Dedim sinirle.  Kadir dehşete kapılmış bir ifadeyle bana döndü. "Biz ne yaptık şimdi?" Dedi.  

"Siz bizim aramızı bozuyorsunuz. Siz yokken biz hiç kavga etmiyoruz!" Dedim onlara kötü kötü bakarak. 

"Biz yokken ne yapıyorsanız artık?" Dedi Kadir içine içine konuşarak.   Nazlı hala şokta gibi bana bakarken "a a şoklardayım valla, biz mi suçlu olduk şimdi?" Dedi.

"Çiçeğim haklı. Fitnelik yapmayın lan aramızda!"  Dedi Yılmaz bana hak verip onları azarlayarak.  Kadir iki elini de yukarı kaldırıp "siz böyle aynı fikirde olun da biz başka bir şey istemiyoruz" dedi. 

ELZEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin