Bu adamın bana öğrettiği bir şey varsa eğer, o da sevmek ve delirmenin aynı olduğudur.İşaret parmağını çenemin altına koyup yüzümü biraz kaldırdı. Ben ona itaat etmekten başka bir şey yapamıyorum sanki. "Senden daha önemli ne olabilir bu hayatta?" Derken dudakları benimkilere sürtündü. İstemsizce derin bir iç çektim. Alt dudağımı iki dudağının arasına alıp bıraktı.
"Senden başka kim bana dokunursa dokunsun, ben hep üşüyorum" dedi. Gözlerimi onun kara gözlerinin üzerine kapanmış göz kapaklarına çevirdim. Elimi göğsüne vurup geriye doğru ittim onu.Aramızdaki büyü yere düşen bir cam parçası gibi tuzla buz oldu. Kapatmış olduğu gözlerini açtı ve bana anlamaz gözlerle baktı. "Benden başka kim dokunuyormuş sana?" Diye sordum sinirle. Sanki çok alakasız bir şey sormuşum gibi bir ifade ile baktı bana.
Hiç onluk değil ama sanki farkında olmadan pot kırmış gibi oldu."Sen bugün fazla mı kıskançsın?" Dedi. Zannediyor ki bende "ne kıskanıcam seni" diyerek konudan sapacağım ama yok öyle bir dünya! "Tek cevap hakkın var! Sen beni aldattın mı?"
Bunu niye sordum ki ben?
Birden vereceği cevabın ağırlığı çöktü üzerime.
İnsan sorduğu sorudan anca bu kadar pişmanlık duyar.
"Yine olay mı çıkarmak istiyorsun?" Dedi bana nazaran daha sakin ve rahattı. "Sana tek cevap ver dedim! Yapmadım de ya da..." Sesim kısıldı. Bu aşkın temelinin hiç sağlam olmadığını bile bile duruyoruz aynı yerde. Ne zaman üzerimize yıkılacak diye bekliyoruz sanki. Hoş, daha kaç defa yıkılacak üzerimize acaba?
"Deli deli konuşma kadın! Sinekten yağ çıkarmaya denir senin bu yaptığına" dedi bana kızarak. "Senden çok öncesini kast ettim"
Elimi alnıma koydum ve gözümden düşen birkaç damla yaşı saklamak için diğer tarafa çevirdim yüzümü.
"Of lan! Ne yapayım kızım ben seninle?" Dedi kolunu etrafıma sarıp beni kendine çekti. Bu kocaman dünyada kendimi ait hissettiğim tek yerde, onun göğsünde durdum öylece. "Yılmaz ben çok pişmanım seni sevdiğime. Sensiz olamadığım için, senden gidemediğim için, hala bir tek sende huzur bulduğum için... Bu hayattaki en korkunç şey olsa gerek seni sevmek"
Etrafıma sardığı kolları kaskatı kesildi. Boynuma değen ılık nefesi kesildi, nefes almayı bıraktı birden. "Ama seni sevmek benim tek doğrum" dedi titrek bir nefes alıp verdi. Sesi kalbimi burktu. İşte bir pişmanlık daha, ona söylediklerimi geri almak istiyorum. Onu üzmek son isteğim bile değil ama canım yanınca ve içime küçücük bir şüphe bile girince her şeyi yakıp yıkmak istiyorum.
Etrafıma sardığı kollarını geri çekti ve onun göğsünde duran ellerimi tuttu. "Senin bu bana yaptığını düşmanlarım yapmıyor, nedir sendeki bu vicdansızlık?" Dedi alnını alnıma dayayarak ve sitem ede ede.
"Vicdan deme bana, sende olmayan şeylerden bahsetme!" Dedim hala savaş bayrağımı indirmeden.
"Of!" Bezmiş bir şekilde nefeslendi. "Allah benim belamı versin lan! Bir kelimedir Lafın gelişi söyledik, beynimi siktin onun için!"
"Söyle, tamam söyle! Benim dışımda herkese güvendiğini söyle anasını satayım!" Diye bağırdım sinirle. Bir hışımla kemerimi açıp arabadan inmek için elimi kapıya attim.
"Hop hop nereye?" Dedi kolumdan tutarak. "Cehennemin dibine!" Diye bağırdım tekrar. Sinirle ittim elini kolumdan. Tekrar kapıyı açacakken, kapının kilitlenme sesini duyunca hızla ona döndüm. "Aç şu kapıyı!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELZEM
ChickLitTek amacı okulu bitirip kendi ayakları üzerinde durmak olan Afra'nın Akar kardeşlerle tanışması ile hayatı alt üst olur... Kendini hastalıklı bir aşkın içinde bulur... Bir adam en fazla ne kadar acımasız olabilir? Bir kadın en fazla ne kadar sevebil...