Ece'den...Beni öptü...
İlk defa yetim, öksüz duygularımın başını okşadı. Ben ona tokat attım.
Elimi kaldırıp kızarmış avucuma baktım. O tokadı başkasına aşık olduğu için attım. Başkasına ait olduğu için attım.
Defalarca özür diledi giderken. Defalarca yetim bıraktı kalbimi. Bir an tamamladığı herşeyi, tamamen eksiltti.
Ne zamandan beridir aynı yerde duruyorum bilmiyorum. Kalbimi susturmaya çalışıyorum...
Onun ardından ağlama ne olur.
Sende suçunu bil, onun yüzünden bana yük olduğun yeter kalbim!.
Evdeki Sessizliği bozan telefonumun sesiyle etrafıma baktım. İlerleyip koltuğun üzerindeki telefonu aldım.
Akif arıyor...
Ekrandaki isime baktım... Karşılaştığımız günden beri defalarca telefonda konuştuk. dünde aynı kafede buluşup, kahve içtik.
"Alo" dedim telefonu açıp kulağıma götürerek.
"Ece, müsait misin?"
Neden sorduğunu kestiremediğim için kararsızca "sayılır" dedim.
"Ben dışardayım, acıktım. Aslında tek başıma yemek yemeyi sevmiyorum. belki sende gelirsin... Sormak istedim"
Dudaklarımdaki acı gülümsemeye engel olamadım. İlk defa benim gibi yalnız yemek yemeyi sevmeyen birine rastladım, mutlu değilim ama bir şey var yüzümü güldüren ve gözlerimi dolduran...
"Cevap vermeyecek misin? Açlıktan ölmemi mi bekleyeceksin?" Bu sefer gerçekten güldüm. "Benden önce kiminle yiyordun?" Dedim ikimizinde sözleri şakayla karışıktı.
"Senden önce yalnız olduğumu fark etmemişim" demesiyle gülüşüm soldu. Bir yabancıya doğru koşuyor gibiydim, garip bir şekilde kötü hissetmiyorum. "Hadi, geliyorum de. Yada konum at seni almaya geleyim"
Sanki görüyormüş gibi başımı olumsuzca salladım. "Ben gelemem şimdi, kızlar gelmeden onlara yemek yapmalıyım" dedim. Karşıdan sıkıntılı bir nefes sesi geldi. "Yapma! Bir akşamlığına onların annesiymiş gibi davranma" dedi. Onunla konuştuğumuz bu birkaç gün içerisinde o kadar çok Afra ile Şeyma dan bahsettim ki Akif neredeyse bizimle ilgili her şeyi biliyor. İlk defa bir yabancıyla konuşmak hoşuma gidiyor, ilk defa biriyle konuşmak çok Güzel geliyor.
"Anneleri gibi davranmıyorum. Onlar için bir şey yapmak iyi geliyor bana"
"Anlıyorum ama.. hem sen dememiş mıydın, kızlardan biri gece çalışıyor, diğeride bakar başının çaresine" Akif'in ısrarcı hallerini yadırgamıyorum artık.
Derin bir nefes alıp verdim. "Evet, Afra bu gece işte olacak ama Şeyma bir saatte gelir" dedim. Normalde biz Şeyma ile birlikte çıkardık işten ama bugün onun mesaiye kalması gerekti.
Akif'in ısrerlarıyla sonunda yemeğe gitmeyi kabul ettim. On dakikada üzerimi değiştirip çıktım evden. Öyle uzun uzun hazırlanmalar bana güre değil zaten.
Akif'in buraya kadar gelmesini istemedim, yemek yiyeceğimiz yerin adresini mesaj olarak atmasını söyledim.
Sonunda attığı adrese geldiğimde şık bir restorantın önündeydim. Bir an üzerime bakıp, acaba daha mı şık giyinseydim? Demeden edemedim. Üzerimdeki yüksek bel siyah etek ve eteğin içine sıkıştırdığım beyaz tişört ile nasıl göründüğüm hakkında hiçbir fikrim yok.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELZEM
ChickLitTek amacı okulu bitirip kendi ayakları üzerinde durmak olan Afra'nın Akar kardeşlerle tanışması ile hayatı alt üst olur... Kendini hastalıklı bir aşkın içinde bulur... Bir adam en fazla ne kadar acımasız olabilir? Bir kadın en fazla ne kadar sevebil...