Şu an şansıma tükürsem, haksızlık etmiş olurmuyum? HAYIR.
Bendeki şansa lanet olsun. Bu hayatta kaç kişi benim düştüğüm duruma düşüyor ki.
Karşımda arsızca sırıtan Kadir'i geçtim. Bana inanamıyormuş gibi bakan Şeyma ve gülmemek için dudaklarını ağzına haps eden Nazlı....
Yılmaz... Kahretsin daha cesaret edip ona bakamıyorum bile.
Şeyma benim konuşamayacağımı anlamış olacak ki kendi konuşmaya başladı.
"Sana inanamıyorum Afra!" Der demez gözlerini Yılmaz'a çevirdi ve "Bu adam seni öptü ve sende bunu normal karşıladın... senin şu an onu tekme tokat dövmen gerekiyordu"
"Ona haksızlık ediyorsun Şeyma. İlkinde Yılmaz'ı dövmek istemişti..."
"Kadir!!" Onu uyarmak için biraz geç kalmış olabilirim. Yılmaz'ın beni daha öncede öptüğünü herkes öğrenmiş oldu.
Şeyma ile Nazlı 'nın Kadir'e 'sen nerden biliyorsun?' Bakışları attığını görebiliyorum. Yılmaz'ın hiç bakışlarını ayırmadan bana baktığını da farkındayım.
Çiftlikte olduğumuz o sabah Kadir'e herşeyi anlattığıma bu kadar pişman olacağımı tahmin edemezdim.
Şeyma, "Sana sordum, onunla aranda birşey var mı? Diye, 'Yok' dedin. Üstelik onun seni sürekli ağlattığını söylemiştin" dedi.
Arkadaşımın da en az kadir kadar düşük çeneli olması, benim daha çok yüzümün kızarmasına neden oldu.
Allah'ım bugün ki rezilliğim bitsin artık.
"Ne sorguluyorsun ya? Ilk defa kavga etmedikleri bir anlarına dek gelmişiz, onuda bozmaya mı çalışacaksın?"
Evet sonunda Nazlı da olaya dahil oldu, tam olduk. Tabi bu lafların muhatabı olan Şeyma Nazlı'ya öldürecekmiş gibi bakıp "yani abinin sürekli benim arkadaşımı üzüp, ağlattığını kabul ediyorsun?"
Bu sözlerden sonra Nazlı'nın tamamen tartışmaya hazılanırcasına Şeyma'ya dönmesi ile araya girme ihtiyacı duydum.
"Şeyma! Biz artık gidelim" derken onlara doğru hareketlendim. Birden bileğimden tutulmamla durdum.
Kafamı çevirip beni durduran Yılmaz'a baktım. Kaşlarını yukarı kaldırırken, dudaklarını oynatarak 'dur!' Dedi. Hemen ardından Kadir'e kısa bir bakış atıp "burda alan dar, çıkart şunları dışarı! Rahat rahat kavga etsinler" demesiyle gözlerim kocaman oldu.
Kendisi biraz öküz olup, her şeyi dövüşerek çözdüğü için böyle söylemesi normal.
Şeyma, kadir ile Nazlı'nın arasından sıyrılıp yanıma geldi. "Yok öyle bi dünya. Biz gidiyoruz, sizde ailecek bizden uzak duruyorsunuz!" Derken Yılmaz'ın elini itip, boşta kalan bileğimden tuttu. Beni peşinden sürüklerken dönüp Yılmaz'a baktım.
"Gitmeliyim, görüyorsun el mahkum" dedim. Açıklama yapmak zorundaymışım gibi hissediyorum kendimi.
Yılmaz dudağının kenarını hafifçe ısırırken, başını 'Tamam' dercesine aşağı yukarı salladı.
Ben onun yanından ayrılacakken, bana doğru eğilip kulağıma "yarın sabah hazır ol, seni almaya gelicem" diye fısıldamasıyla sadece başımı salladım.
Şeyma'nın beni arkasından, tabiri caizse sürüklemesi ile ardımda bıraktığım üç kişiye bakarak terkettim odayı.
Nazlı arkamdan avucunu öpüp el salladı. Benim bir elim alçıda, diğeri Şeyma'nın tutsaklığında olduğu için sadece ona öpücük attım. Aynı anda Yılmaz'la göz göze gelmemizle gülümseyerek göz kırptı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELZEM
ChickLitTek amacı okulu bitirip kendi ayakları üzerinde durmak olan Afra'nın Akar kardeşlerle tanışması ile hayatı alt üst olur... Kendini hastalıklı bir aşkın içinde bulur... Bir adam en fazla ne kadar acımasız olabilir? Bir kadın en fazla ne kadar sevebil...