38. Bölüm

574 18 6
                                    

Yılmaz'la bardaki locada otururken ikide bi "nerde kaldı bu Nazlı ile o it?" Diye söyleniyordu.   "Yılmaz Allah aşkına yeter! kaçıncı soruşun? Oturup konuşsunlar, sorunlarını halletsinler." Dedim.  "Kızım neden anlamıyorsun? Bu genişlik bana ters" demesiyle belimdeki elini itip biraz  uzaklaştım ondan. "Bana da ters, bundan sonra mesafeyi koruyalım lütfen!" Dedim kısık ama sert bir tonda.

Sinirle elini saçlarından geçirdi. "Ne yapayım istiyorsun? Benden empati falan bekleme! Eğer sana hissettiklerimi, kardeşime hissediyorsa geberttirim onu!"  Söylerken dahada sinirlendi, sesi insanın içini ürpertiyordu.   İstemsizce gülümserken tekrar ona döndüm.  "Sen ne hissediyorsun ki?"  Diye sordum. Biliyorum hemen böyle yumuşamamam gerekiyordu ama elimde değil.  

Elini bacağımın üzerine koyarken bana doğru eğildi. "Bilmek istemezsin" dedi yine beni kışkırtan bir sesle.  Yılmaz'a daha fazla kapılmamak için dikkatimi diğer tarafımda oturan Ece'ye verdim.  Telefona gömülmüş biriyle masajlaşıyordu. Karşısında oturan Cengiz abi ona baktığımı görünce Ecedeki bakışlarını barın içine çevirdi. 

Hafifçe Ece'nin koluna dokundum. İrkillerek kaldırdı başını telefondan.  "Ne?"   Dedi bana dönerek.  "Kiminle mesajlaşıyorsun sen?" Dedim. Aslında bir tahminim var ama kendi söylesin istedim.

"Afra..." Dedi söyleyeceği şeyden emin değilmiş gibi gözlerini kaçırarak.  "Ne oldu" dercesine başımı salladım.  Ece biraz daha bana doğru eğildi. Her ne söyleyecekse çekiniyor gibiydi.  Gözlerini önce yanımdaki Yılmaz'a, ardından Cengiz'e değdirip tekrar bana döndü.  "Ahmet buraya gelmek istiyor" 

"Saçmalama!" Diyerek  yüksek sesle büyük bir tepki verdim.  Cengiz tekrar bize dönerken, Yılmaz, "ne oldu?" Diye sordu.  "Yok bir şey" diyerek konunun üzerini kapattım.   Ece, bana göre daha sessiz bir tonda "gelme, dedim zaten ama dinlemiyor. ya ben çıkacakmışım burdan yada o gelecekmiş"   demesiyle dehşete kapıldım.  "Olmaz! Olmaz sen o herifle başbaşa görüşemezsin!" Dedim sinirle. "Ama buraya da getiremezsin! sen benim nişanlımı ilk günden katilmi edeceksin? Amacın ne senin?"

"Bi sakin ol! Bülüf yapıyordur belki gelmez" dedi Ece gayet sakindi. Belki  benimde rahatlamam gerekiyordu ama yapamıyorum. Kahretsin bunlar benim başıma bela olacaklar.  Başka adam kalmamış gibi bula bula Ahmet'i buldu sevgili yapacak.

Allah'ım, ne düşünüyorum ben?

"Ece! Sakın bana onunla sevgili olduğunu söyleme!"  Dedim.  "Tamam, söylemem" dedi. aklınca eğleniyor mu benimle, ne bu?  "Ece delirtme beni!" 

"Sorun yok korkma" dedi bana, gayet rahat bir şekilde.  "Korkmuyorum, Ahmet korksun" dedim Ece'den uzaklaşıp tekrar Yılmaz'a doğru kayıp sırtımı onun göğsüne yasladım.  

"Selam millet" diyerek gelen Kadir karşımızdaki koltuğa, Cengiz'in yanına oturdu.  "Nerdesin oğlum sen? Bizden önce yola çıkmadınmı?"  Diye sordu Cengiz sıkılgan bir sesle.   Kadir mumursamazca onun önündeki kadehi alıp bir yudum içti.  "yolu karıştırmışım, biraz dolandık"  dedi Cengiz'e doğru çarpık bir gülüşle bakarken.  

"Öylemi?" Dedi Yılmaz, hiç beklemediğim bir şekilde "fermuarın açık kalmış" dedi. Kadir neye ugradıgını şaşırmış gibi eğilip fermuarına baktı. Yılmaz'ın onu kandırdığını fark edince gözlerini devirerek ters bir bakış attı ona. 

"İğrençsin ya!" diyerek dirseğimi karnına geçirdim.   Belimdeki kolunu sıkılaştırarak çenesini omuzuma yasladı. "Bence çok çekici buluyorsun beni" dedi.

İnkar edersem çarpılırmıyım acaba?

Yılmaz'ın üzerimdeki etkisinden kurtulmaya çalışırken, Kadir'e döndüm. "Şeyme nerde?" Diye sordum.   "Lavaboya gitti" demesiyle kalktım yerimden. "Ben bi bakayım ona" diyerek ayrıldım ordan.  

ELZEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin