34. Bölüm

746 19 11
                                    

Ne garip, ölmüş gibiyim. Gülmüyorum, ağlamıyorum. Mutlu, mutsuz hiçbir şey hissetmiyorum.  Belkide aklımı yitirdim? İyiyim sanıyorum ama bi an aklıma düşüyor ve beynimde bir cızırtı oluyor.

Affet Allah'ım, bu bir isyan değil ama hep ölmak geçiyor aklımdan. Bileklerimdeki ince damarlara kayıyor gözlerim.

Ani bir ürpertiyle kollarımı etrafıma sardım.

Bensiz yaşamaya devam mı edecek?

Ölmekten delice korktum birden.

Çocukluğumdan beri ne zaman canım yansa kendime sarılırdım.  Sonra onu tanıdım ve bütün alışkanlıklarım teker teker terk ettiler beni. hepsinin yerini onunla doldurdum.

Ondan önce kimdim ben?

Kafamın içinde gri dumanlar, herşey kayıp. Düşünmekten korkuyorum ama kafamın içine sızan hatıralardan kurtulamıyorum. 

Aylar önce bir rüya görmüştüm. Uçurumdan düşüyordum ve O, elimden tutmuştu. 

Belkide rüyalardı beni sana aşık eden. 
Sen sadece rüyalarda güzel bir adamdın.

Odamın kapısı açıldığında kendimi toparlamaya çalıştım. Etrafıma sardığım kollarımı çözdüm, Sırtımı yasladığım yataktan çektim.  Yatağın kenarında, yerde oturmuş, başımı kaldırıp içeri giren Ece'ye baktım. 

Anlamayan gözlerle bana baktı. Kaşları yavaş yavaş çatılırken "ağlıyor musun sen?" 

"Ece..."
Sesim titredi, boğazım düğümlendi sustum.  Ben düşlerimden uyandım. Gerçek sandığım rüyalardan uyandım.

"Canım çok yanıyor, hissediyormudur? Oda beni düşünüyor mudur?"  Çaresizce bir cevap bekledim Ece'den.  

Yanıma, yere oturdu "canım, iyi görünmüyorsun" dedi tedirgindi.  Elimin tersiyle yanaklarımı silerken "beni düşünmüyordur değilmi?"  Dedim. "Ben aklımı kaybederken, onun aklına hiç gelmiyorumdur belkide" dememle Ece sinirli olduğunu belli edercesine sesli bir soluk aldı. "Ne fark eder? seni düşünüyorsa, seni özlüyorsa, sana aşıksa geri dönecekmisin ona?" 

Titreyen dudağımı ısırdım. Başımı olumsuzca iki yana salladım. "Dönemem" dedim zar zor çıkan kısık sesimle. Yüreğimin yükünden omuzlarım çöktü.

"Neden dönemezsin? Gururundan mı? Peki ya böyle kendini harap edişin gururuna dokunmuyor mu? Maden her türlü gururunu ezeceksin o halde ona dön. Git, aşım sana de! İhanetine rağmen seninle olmak istiyorum de! En azından gurursuz ama mutlu olursun" Ece soluk soluğa beni azarlarken sadece "yapamam" dedim. Yanağımdan çeneme kayan gözyaşlarımı bu kez kendime çektiğim dizlerime sildim. 

Ece oturduğu yerden bana doğru biraz daha kayarken yanımda duran iki elimi de kapradı. "Neden yapamazsın, Diye  sormayacağım sana ama maden dönüşü yok, o zaman hayatına devam edeceksin! Yeterince ağladın, kahroldun yeter! istesen de ölemezsin ardından. Kimse kimsenin ardından ölmez! Benim için, benim  yüzümden ölen annemin ardından bile yaşamaya devam ettim. Ölürüm sandım ama ölmedim."  Dedi sonlara doğru sesi boğuklaştı ve kısıldı. Ellerimi ellerinden çekip kollarımı sıkıca etrafına sardım.

Daha öncede annesinin onun yüzünden öldüğünü söylemişti ama hiç sebebini söylemedi.  Biz daha yurttayken Şeyma ile birlikte sormuştuk bir keresinde ama Ece anlatamamıştı çünkü kriz geçirmişti. Yıllar geçti ve biz bir daha sormaya cesaret edememiştik. 

Oda kollarını benim belime sardı ve sağlamalarının arasından "siz olmasaydınız belkide devam edemezdim. Senin çocukça bitmek bilmeyen neşen, deli dolu hallerin. Şeyma'nın her koşulda benimle olan dostluğu, siz beni hayatta tutuyorsunuz"  derken kollarını çözüp benden birazcık uzaklaştı. Usulca sildi gözlerini. "Senin deli dolu hallerini çok özledim, bu Afra'yı hiç sevmedim ben" 

ELZEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin