"Canım çok acıyor..."Sessizce kendimi dinlerken dudaklarımdan bu cümleler döküldü. Ağlamalarım yeni yeni durmuştu, titremesine engel olamadığım dudağımı ısırıyordum. "Hani Allah herkese taşıyabileceği kadar dert verirdi? Hani kar bile dağına göre yağardı?" Diye sordum. Artık ağlamaya bile mecalim kalmamıştı ama hala gözlerimden süzülen yaşlarla başımı kaldırıp, yanımda oturan Aras'a baktım. "Bütün bunlar bana çok fazla... Yemin ederim taşıyamıyorum!" Daha sonra Başımı kaldırıp gökyüzüne baktım. Yine sabahı olmayacak sandığım bir geceydi. Bugün yirmi sekiz Haziran, bugün benim katil olduğum gün. "Allah'ım! Bu bir ceza mı? yoksa imtihan mı?" Bu yaşananlar karşısında çaresiz kaldım.
Uzun bir süre gökyüzüne baktım. Bir yaz akşamı olmasına rağmen gökyüzünde tek bir yıldız bile yoktu. Adana'da nadir yaz yağmurları olur ve bu gece o nadir anlardan biri yaşanmaya başladı, yüzüme bir kaç yağmur damlası düştü. Güçsüzce iki yana düştü ellerim. Yanımda oturan Aras, yavaşça ayağa kalktı ve bana doğru elini uzatarak "kalk, gidelim artık" dedi yumuşak ve üzgün bir sesle. O söylemeyene kadar burdan kalkmayı hiç düşünmedim. Belkide gidecek yerim kalmadığından ya da gücüm kalmadığından.
"Bak yağmur hızlanıyor, hasta olacaksın" dedi, biraz daha ısrarcı olurken. Gözlerimi yere düşen yağmur damlalarına diktim. Tenime değen yağmurları hissetmiyorum, bir ölü gibiyim. Eğer öldüysem, neden hala kalbimin sıkıştığını hissediyorum?
"Biliyor musun..." Bana doğru uzattığı elini umursamadan, yağan yağmura aldırmadan ve sanki bana 'gidelim' dememiş gibi konuşmaya devam ettim. "Biliyor musun, ben Yılmaz'dan her uzaklaştığımda kaybolmuş hissine kapılıyorum. Çok korkuyorum!" Dedim. Artık bana aldırmadı ve eğilip kolumdan tutup beni kaldırdı. "İyi değilsin. eve gidelim, dinlen, kendine gel" dedi, biraz önceye göre biraz daha sertti.
Kolumu bırakmadan yürümeye başladı ve beni de kendiyle birlikte yürüttü. Açık otoparkta duran arabasının yanına gittiğimizde hiç vakit kaybetmeden ön kapıyı açtı ve beni ön koltuğa oturttu. Kendi de arabaya bindi ve önce benim kemerimi, daha sonra kendi kemerini takarak arabayı çalıştırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELZEM
ChickLitTek amacı okulu bitirip kendi ayakları üzerinde durmak olan Afra'nın Akar kardeşlerle tanışması ile hayatı alt üst olur... Kendini hastalıklı bir aşkın içinde bulur... Bir adam en fazla ne kadar acımasız olabilir? Bir kadın en fazla ne kadar sevebil...