3. Bölüm

1.7K 39 5
                                    

Mert çenesiyle karşıyı gösterip "mavi gözlü kız " dediğinde hızla gösterdiği yere baktım. Kazım amcanın yanında sarışın bir kız gülerek bir şeyler anlatıyordu. Uzun saçları rüzgardan yüzüne geliyordu. Arada birde savrulan saçlarını kulağının arkasına sıkıştırıyordu . Her ne anlatıyorsa Kazım amca hem gülüyor hem de başını olumsuz anlamda iki yana sallıyordu . Mert'i kolundan tutup çekiştirmeye başladım.

"Hadi Mert. Buraya kızı uzaktan kesmeye mi geldik ? Gidip tanışalım değil mi? "

Kazım amcanın yanına doğru ilerledik. Kazım amca bizi görünce "N'aptınız gençler? Sevdiniz mi atları "
dedi . "Evet Kazım amca, atlar gerçekten de çok güzel hayvanlar" dedim. Kazım amca da gülümsedi. " Birde seni tanıdıklarında gör"

" Beni tanıyabilecekleri kadar sık gelebileceğimi sanmıyorum" dedim ve bakışlarımı Kazım amcanın yanındaki kıza çevirdim. Gülümseyerek başımla selam verdim.
O da samimi bir şekilde gülümsedi. Kazım amca kızı gösterip " Bu kızım Nazlı " deyip sonra da bize döndü "Afra ve Mert"

Nazlı'ya elimi uzatıp "memnun oldum" dedim. Nazlı da sıcak bir gülümsemeyle elimi sıkıp "bende" dedikten sonra elini Mert'e uzattı.
Başımı çevirip Mert'e baktığımda onun kıza bakakaldığını gördüm. Çaktırmadan Mert'i dürttüğümde bi bana baktı bide kızın uzatmış olduğu eline. "bende çok memnun oldum" deyip kızın elini sıktı.

Bu sırada Kazım amca yandaki eve doğru ilerlemeye başladı. Sonra bize dönüp "Hadi çocuklar gelin bi çayımızı için" demesiyle Mert'e baktım. "Biz hiç rahatsızlık vermeyelim"

Nazlı birden koluma girip "Olurmu öyle şey hadi gel" dedi . Nazlı'nın bu samimi haliyle bi an afallasamda eve doğru yürümeye başladık . Kazım amcanın açtığı kapıdan içeri girip Nazlı'nın yönlendirmesiyle salona geçtik.
Kafamı kaldırıp etrafa göz gezdirdiğimde kendimi antika eşyalarla dolu bir dükkanda gibi hissettim. Bu kadar kalabalığın insanın gözünü yorması gerekirken aksine insana büyük bir huzur veriyordu. Nazlı ne düşündüğümü anlamış gibi "babam geçmişi sever eskileri atamaz" dedi. Mert de gülüp "Afra ile iyi anlaşacaksınız Kazım amca" deyip ekledi "eski alışkanlıkları
bırakamaz o da" Mertin sözleriyle Kazım amca da gülüp oturduğu koltuğun karşındaki üçlü koltuğu işaret etti . "Oturun çocuklar"

Ardından tekrar Merte döndü
"eskiler ve anılar önemlidir. İnsana kim olduğunu hatırlatır" dedi Mertle beraber onun karşısındaki koltuğa oturduk.
"Bu odaya baktığımda hiç bilmediğim insanların hayatına dokunmuş gibi oldum. Belki de bu yüzden seviyorumdur antikaları" dedim.
Kazım amca samimi bir ifadeyle "sonunda benimle aynı dili konuşan birini tanımak ne güzel"dedi.
Daha tanışalı bir saat kadar olmuştu ama hemen ısındım Kazım amcaya .
Nazlı araya girerek "Ne yazık ki ben bu dili bilmiyorum babacığım o yüzden ben mutfağa gideyim. Ne içersiniz? Çay, kahve." dedi

Kazım amca yerinden kalkarak "misafirlerimize sor kızım. Benim dışarda halletmem gereken birkaç işim var" deyip çıktığında Nazlı tekrar bize döndü
"Çay zahmet olmazsa" dedim.
Mert kısık bir sesle "yakında tuzlu kahveni de içeriz inşallah" deyince yavaşça kolunu çimcikledim.

Nazlı gittikten sonra "ne saçmalıyorsun Mert" dedim "neyse ki kız duymadı"

Nazlı bi süre sonra elinde çay tepsisiyle yanımıza geldi.
Çayları sehpaya bırakıp karşımıza oturdu. Gülümseyerek teşekkür ettim.
Nazlı "afiyet olsun" dedikten sonra "siz sevgilimisiniz?" diye ekledi. Mert başını hızla iki yana salladı "Hayır. Kendisi benim kısmetimi kapatmaktan başka bişi değil." Gözlerimi devirip "aman sanki benden başka bir kızla anlaşabiliyorsun da" dedim . Nazlı emin olmak iter gibi tekrar "arkadaşsınız yani" diye sordu. Evet anlamında kafamı salladım.

ELZEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin