Ahmet aklımı küçümsercesine defalarca talimat verdi. Yok şöyle yap, böyle ol Diye diye, benim bildiğim ne varsa da unutturdu. Birde akıl veriyor "Karacalarla arayı iyi tut görüntüleri bulana kadar" diye.
"Maalesef aramı iyi tutamam. çünkü biraz önce Mert'i haşat ettim" diye of'ladım.
"Boş ver" dercesine elini salladı. "Bırak şimdi Mert'i. Halit'in şımarık oğluyla aranı bozma. Saf çocuk, müstakbel kocan da sayılır hem"
"Nasıl da pisliksin!" Diye çıkıştım sinirle. Bu soytarı hallerini komik sanıyor mal!
"Kızma hemen şaka yaptım" dedi gülerek.
"Gidiyorum ya ben! Burda durup senin beceremediğin işin muhasebesini yapamayacağım" dedim arabadan inmek için kapıyı açarak.
"Ben mi beceremedim? Adam görüntüleri kasaya koymamışsa benim mi hatam?" Diye sordu. Cevap vermeden arabadan indim ve kapıyı sertçe kapatmadan hemen önce "yürü git ya!" Dedim kapıyı çarparak.
Yolun karşısına geçmek için geriye dönmemle karşı kaldırımda duran Aras'la göz göze geldik. Ahmet gaza basıp gidince ikimizde kısa bir an onun ardından baktık.
Koşar adımlarla Karşı kaldırıma geçtim ve Aras'ın önünde durdum. "Aras..." Dedim ne diyeceğimi bilmeden durdum.
"Ne konuşuyordun o adamla?" Diye sordu, sorup sormamakta kararsız gibiydi. "Ahmet'le mi?" Dedim aptala yatarak ve omzumun üzerinden geriye dönüp yola baktım. Tekrar Aras'a döndüğümde "şey ya... Ece'ye hediye alacakmış, Ne alayım diye bana sordu" dedim.
"Onunla aranın bu kadar iyi olduğunu bilmiyordum" dedi.
"Ne aram iyi olacak ya! Ona yardım edeceğimi sanmış, salak mıdır nedir? Tabiki de yardım etmem yani" dedim hayretler içerisindeymişim gibi bir ifade takınarak.
"İyi, öyle diyorsan" dedi konuyu kapatarak.
"Ee sen ne yapıyorsun? Derse mi?" Diye sordum konudan Tamamen uzaklaşmak amacıyla.
"Ders bitti. Aslında seni arayacaktım, Tesadüfün böylesi..."
"Niye? Bir şey mi oldu?" Diye sordum hafif bir endişeyle. "Yok. bir şey olmadı da, annem Nazlı'yı yemeğe davet etmiş, daha yakından tanımak amaçlı ve sende Nazlı'nın arkadaşısın... Yani Nazlı senin yanında daha rahat olur diye, senin de gelmeni istiyor"
Tam teklifini geri çevirecekken vazgeçtim. Madem o evden alacağım bir şey var? Ne kadar erken o kadar iyi.
"Tamam. Ne zaman gelmem gerekiyor?" Diye sordum."Bu akşam. Eğer istersen birlikte gidebiliriz. Yani otobüs falan... Zor olur gelmen" diye geveledi. Biraz heyecan yaptı sanki ve bu haline gülümsedim. "Tamam" dedim tekrar. "Gerçekten mi?" Diye sordu tam emin olmak istercesine.
"Gerçekten" dedim kafamı olumlu bir şekilde sallayarak.
"Ama daha erken, bir yerde birşeyler içelim mi? Ya da yine iş aramaya gidebiliriz" dedi.
"Sen bu iş arama mevzusunu baya sevdin galiba?" Dedim bu haline gülmeden edemiyordum.
"Evet, sevdim" dedi dalgın bir ifade ile gözlerime bakarak. Bakışlarından kaçarcasına eğdim yüzümü.
"Dün arayacağız diyen bir kaç yer vardı. Biraz bekleyelim onlar aramazsa, biz yine iş aramaya devem ederiz" dedim.
"Tamam... O zaman daha önce yapmadığın bir şey söyle, onu yapalım" birden ortaya attığı fikirle durdum öylece. Düşündüm bi süre. Galiba hiç cevap vermeyeceğimi sandı ve "hiç yapmak isteyipte yapamadığın bir şey yok mu?" Diye sordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELZEM
ChickLitTek amacı okulu bitirip kendi ayakları üzerinde durmak olan Afra'nın Akar kardeşlerle tanışması ile hayatı alt üst olur... Kendini hastalıklı bir aşkın içinde bulur... Bir adam en fazla ne kadar acımasız olabilir? Bir kadın en fazla ne kadar sevebil...