50. Bölüm

563 16 2
                                    

Varmıdır beni anlayan? Ben bile bu halimi anlayamazken.... Nasıl olurda ben böyle dilden dile düşme pahasına ona geliyorum? Onu sevmekten vazgeçemiyorum. beni sevmesinden de vazgeçemiyorum. Öyle muhtaç gibi, ille de beni sevsin istiyorum.

Yılmaz'ın "saklama, görsünler" deyişini umursamadan saçlarımı iki yanımdan önüme getirip, elimden geldiğince boynumu sakladım. Odadan çıkmak için açtığım kapıyı tuttu ve dışarı çıkmama engel oldu. Bir girdap gibi beni içine çeken gözlerine baktım.

Bütün yalanlarımın içindeki tek gerçek onun bu bakışlarına olan açlığım...

Bir insanın size olan bakışlarından vezgeçemeyişiniz, bazen bir kalabalıkta bile sadece onun gözlerine kilitlenmek ve sadece o varmış gibi bir hisle, sadece ona bakmak...

Biliyorum aslında, zamanla geçmeyecek bu duygu...

"Öldürecek beni bu sensiz kalmalar" dedi.

Nefessiz kaldım sanki ve derin bir nefes için araladım dudaklarımı ama başarısız bir şekilde yutkundum.

"Senin bu her yerden çıkan kardeşlerin de beni öldürecek" dedim aniden. Ben panikleyince saçmaladığımı söylemiş miydim?

Kahretsin!

Ne anladı yine acaba? Gözleri hafifçe kısıldı ve dudağının kenarı yukarı doğru kıvrıldı. "Evlenince onlardan uzak bir yerde yaşarız" dedi ve yüzündeki gülümseme yavaş yavaş soldu, ciddi bir ifade ile baktı gözlerime. "Hala bunu istiyorsan tabi?"

Ben ne istediğimi biliyorum ama onunla adını koyduğumuz her şeyi tüketiyoruz ve ben artık bu ilişkinin bir adı olsun istemiyorum. Onu da tüketiriz diye korkuyorum.

Yılmaz, cevap vermeyişimden ne anladırsa "seni zorlamayacağım, biraz zaman geçsin konuşacağız" dedi ve tuttuğu kapıyı bırakıp geçmeme izin verdi. Onu arkamda bırakıp odadan çıktım.

Aşağı gelip salona girdim ve Mert ile Kadir'in futbol tartışmasının içine düştüm. "Sen son maçı izlemedin galiba, hakem hataları bizi bu duruma getirdi" dedi Kadir. Mert güldü ama sinirli bir gülümsemeydi. "Her şeyi hakeme yükleyen bu Galatasaray taraftarı, niye şampiyon olunca 'hakem sayesinde' demiyor acaba?" Diyen Mert iyice sinirlendirdi Kadir'i. Mert tam bir Fenerbahçe fanatiği ve bu konuşmalardan anlaşılıyor ki Kadir de Galatasaraylı. "Oğlum sen bizim taraftara laf edeceğine kendi takımına bak, hala nasıl o takımı destekliyorsunuz hayret ediyorum" dedi Kadir. İşte bu olmadı! Fenerbahçe bizim kırmızı çizgimiz. "Bizim takıma laf yok! Birazcık basiretimiz bağlanmış olabilir ama bunu da aşacağımıza eminim" dedim ve üçünün bana dönmesine neden oldum. Nazlı gözlerini devirdi ve "sende mi ya? Bu maç muhabbeti kafamı şişirdi resmen" diyerek kınadı beni.

Kadir, Nazlı'yı duymazdan gelerek "Afra'cım sizinki basiret meselesi değil artık, siz futbol oynamayı unuttunuz" dedi.

"Ha ha, sizin de bu sezonki performansınız çok iyiydi çünkü!" Dedim Galatasaray'ın bu seneki üst üste maç kaybetmesine vurgu yaparak. Yanına oturduğum Kadir kolunu omuzuma atarak beni kendine çekti biraz. "Biz düştüğümüz yerden aslanlar gibi kalkmasını biliriz." Dedi.

"Hala umudun var yani?" Dedim. Bu saatten sonra Galatasaray için imkansız bir şey ama Kadir, "ben takımımdan umudu kesmem hiçbir zaman" dedi.

"Ya sizin bu maçlara kediniz çıkıyormuşsunuz gibi konuşmalarınız ne kadar saçma" dedi Nazlı.

"Ne fark eder, bizim gönlümüz o sahalara çıkıyor" dedim. "Ayrı takımları tutsakta sana katılıyorum Afra" dedi Kadir.

"Kızım iki tane abin var nasıl takım tutmuyorsun anlamıyorum ya" dedi Mert.

ELZEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin