Melisa'dan
Ben: Her şey hazır hayatım. Aa dur, az kalsın unutuyordum.
Dolabın arkalarına doğru uzanıp birkaç gün önce hazırladığımız doğum çantasını alıp çıkardım.
Yusuf: İyi düşündün, alalım yanımıza. Belli mi olur, belki 2 kişi çıktığımız eve 3 kişi olarak gireriz.
Gülümsedi.
Ben: Öyle olacak gibi.
Her şeyi arabaya yerleştirdikten sonra biz de bindik ve yola çıktık. Yol boyunca neredeyse hiç susmadık. Yeri geldi anılarımızı, yeri geldi geleceğimizi konuştuk. Bazıları güldürdü, bazıları üzdü; tekrar yaşasak dediklerimiz de oldu, biz bunlara nasıl dayanmışız dediklerimiz de.
Nasıl oldu bilmiyorum ama, memleketimizin sınırları içerisine girdiğimizde ikimiz de gülerek şarkı söyler haldeydik.
Bir saat kadar sonra evin önüne gelmiştik bile. Arabadan indiğimde suratıma çarpan çetin soğuğu biraz daha hissetmek istedim fakat Yusuf buna izin vermedi ve elimden tutup kapının önüne doğru çekti beni.
Yusuf: Şu soğuğa bak, donacaksın şimdi.
Ben: Özlemişim.
Yusuf gülümsedi ve bakışları gökyüzüne kaydı.
Yusuf: Hiç sorma, ben de...
Sonrasında aklına bir şey gelmiş gibi hemen bana baktı.
Yusuf: Üşüyeceksin, gir içeri!
Gülüp bikaç adım attım ve zili çaldım. Annem hemen açtı kapıyı.
Annem: Hiih kuzularım gelmiiş!
Sımsıkı sarıldı ikimize de, hasretle koklayıp doya doya öptü. Yusuf eşyaları almaya gittiği sırada ben de içeri girdim.
Annem: Kucağında kızınla girersin diye bekledim ama anlaşılan küçük hanımın rahatı iyi.
Güldüm.
Ben: Öyle. Hiç gelesi yok.
Hep beraber salona geçtik. Bikaç dakika sonra zil çaldı, kapıya bakmaya kalkıyordum ki kalkıp annem açtı kapıyı.
Salon kapısından babamın girmesiyle hemen ayağa kalktım, sımsıkı sarıldım. Öylesine özlemiştim ki... Sonrasında babaannem ve kardeşime de sarıldıktan sonra tekrar yerime oturuyordum ki bir daha çaldı kapı. Koridora çıkıp kapıyı açtım. Halam ve kızıydı karşımdakiler.
Halam: Kız sen daha doğurmadın mı!? Çocuk ilkokula gidecek kadar oldu.
Halamın nüktedanlığına gülerek karşılık verdim, ikisini de içeri aldım. Salona geçtik, keyifli bir sohbet başladı.
***
İftardan sonra bütün kızlar toplanmış konuşuyorduk. Ceren bize gülerek bir sürü şey anlatıyordu, bunlardan biri de bebek müjdesini verdiğinde Recep'in nasıl tepki verdiğiydi. Evet, evlendiler, şimdi de bebek bekliyorlar.Erva da hemen hemen ben gibiydi, iki ay aramız vardı sadece. O da bir kız bekliyordu.
Selin'i soracak olursanız, o artık yok. Olanlardan sonra Resul'le ayrıldılar. Her ne kadar engel olmak istesek de başaramadık, bir türlü de barıştıramadık. Sivas'ta bile değil artık, gitti buralardan. Resul kendi yoluna bakmaya çalışıyor, fakat ne kadar başarıyor orası muamma.
Sevda'nın oğlu Kerem, o da kocaman oldu. Daha tam olarak dili dönmediği için bazı kelimeleri çıkaramıyor, bu konuşmayla bizi çok güldürüyordu. Güldüğümüzde de kızıp küsüyor, bir daha da konuşmuyordu fakat her zaman olduğu gibi Yusuf amcası bir yolunu bulup gönlünü ediyordu yakışıklının.