Yusuf: Uyan güzel aç gözünü
Dinle aşığın sözünü
Vermişim sana özümü
Benim aykızım sultanımSabah Yusuf'un o eşsiz sesiyle yavaşça gözlerimi araladım. Ama hala uykum vardı, o yüzden Yusuf'un göğsüne biraz daha sinerek uykuma devam etmeye çalıştım.
Ben: Yusufum nolur beş dakika daha.
Yusuf bana güldü ve bir elini yanağıma koyup okşadı. Ben gülümseyip gözlerimi tekrar kapattığımda o ise saçlarımı öpmekle meşguldü.
Uyandığımda Yusuf hala yanımdaydı, hatta o da uyuyakalmıştı. Beş dakika daha demiştim ama iki saat daha uyumuştum. Bu küçük detaya fazla takılmayıp yavaşça yataktan indim ve duşa girdim.
Duştan çıkıp bornozumla odaya girince Yusuf'un daha uyanmadığını gördüm ve hızlıca giyindim. Üstüme Erva'yla birlikte aldığımız çiçekli elbiseyi giydim ve odayı topladım. Gelinliğimle Yusuf'un damatlığını da gardroba astıktan sonra havluyu başıma sardım ve mutfağa indim.
Kızartmak için çıkardığım patatesleri soydum ve doğramaya başladım. Bir anda belime sarılan kollarla gülümsedim. Yusuf çenesini omzuma dayadı ve konuştu.
Yusuf: Günaydın canımın içi.
Kafasını yan yatırıp boynumu öptüğünde kıkırdadım.
Ben: Günaydın aşkım.
Son patatesi de doğradıktan sonra ellerimi yıkayıp Yusuf'a döndüm.
Ben: Yusufum, canım benim, niye üstünü giymedin bitanem?
Göz kırpıp konuştu.
Yusuf: Ağzından bal damlıyor bugün güzelim, hayırdır?
Ben: Çok mutluyum ondandır.
Yaklaşıp sarıldığında ben de karşılık verdim. Ellerimi saçlarına daldırınca ıslak olduğunu farketmemle konuşmaya başladım.
Ben: Yusufum saçların da ıslak senin, hasta olacaksın. Hadi kurut gel, üstüne de bir şey giy, bekliyorum.
Ellerini önünde bağlayıp önümde hafif eğildi.
Yusuf: Başka bir isteğiniz var mı kraliçem?
Ben: Başka bir isteğim... Hmm, bilmiyorum, belki bir öpücük olabilir.
Lafımı bitirir bitirmez kafasını kaldırıp dudaklarıma yapıştı. Belimden tutup kucağına aldı ve beni yukarı kata çıkardı. Gözlerimi açtığımda çoktan yatak odasına gelmiştik bile.
2 AY SONRA
Evleneli iki ay olmuştu, bu iki ay içinde Yusuf bir şirketin programlama departmanında işe girmiş, hafta içi mesai yapıyordu. Sabah dokuzda gidiyor, akşam beşte geri geliyordu. Her akşam çiçek çikolata gibi küçük hediyelerle geliyor, beni çok mutlu ediyordu.
Yaklaşık bir hafta önce, her ay kenara bir miktar para koyup çocuğumuz için birikim yapmaya başlamıştık. Yusuf bebeğin ihtiyaçları, doğmadan önce ve sonraki gereksinimleri için kenarda bir miktar birikimimizin olmasının iyi olacağını söylemişti.
Kurban bayramı yaklaşınca Yusuf 4 günlük bayram iznini yıllık izniyle birleştirip 2 haftaya çıkarmış, biz de bu 2 haftalık izinde Sivas'a, ailemizin yanına gidiyorduk. Yusuf bavulları arabaya koyarken ben de aldığımız hediyeleri gözden geçiriyordum. Hiçbir eksik olmadığına göre, yola çıkabilirdik.
Yusuf: Hazır mısın güzelim?
Ben: Hazırım Yusufum hadi çıkalım.
Yusuf arka kapıyı açıp eliyle koltuğa vurdu ve Zimba'yı çağırdı. Zimba koşarak geldi ve arka koltuğa atlayınca Yusuf kapıyı kapattı ve kendisi de yanıma bindi.