Yusuf'tan
Sabah çalan telefonun sesiyle uyandım. Melisa uyanmasın diye hızla telefonu aldım. Melisa'nın telefonuydu. Hemen açtım.
Erva: GÜNAYDIN ABLALARIN EN GÜZELİ!
Telefonu kulağımdan hızla çekip kulağımı bastırdım. Sonra telefonu tekrar kulağıma götürdüm.
Ben: Sana da günaydın.
Erva: Aaa enişte sen miydin ya? Ablam nerde uyanmadı mı?
Ben: Ablan uyuyor ama sen böyle bağırmaya devam edersen uyanacak.
Erva: Ha tamam pardon. Ben şey için aramıştım, biz kahvaltı yapmaya gidiyoruz hep beraber, isterseniz siz de gelin.
Göğsümde yatan Melisa'ya baktım. Gülümseyip saçlarını okşadım.
Ben: Yok ya siz bakın keyfinize, biz gelmeyelim bugün.
Erva: Tamam enişte görüşürüz o zaman.
Aklıma gelen soruyla Erva'yı durdurdum.
Ben: Erva bi dakika.
Erva: Buyur enişte?
Ben: Şeyi soracaktım, Melisa naptı ben yokken? Çok zayıflamış ve eski neşesi yok.
Erva: Sorma enişte. Sen gittikten sonra bir hafta boyunca odasından çıkmadı. Sadece akşam yemeklerinde çıkıyor, bazen ona da çıkmıyordu. İyice keyfi kaçmıştı, sürekli ağlıyordu. Akşam yemeğinde de öyle adam akıllı yemiyordu zaten.
Gittiğime bin pişman oldum o an. Bu kadar üzülmüş müydü? Gözümden akan yaşı silip Erva'yı dinlemeye devam ettim.
Erva: Sonraki hafta biraz daha iyiydi. Ben zorla bir şeyler yedirmeye çalışıyordum ama zorla da nereye kadar. Nasibe Teyzeyle falan konuşuyordu her gün. Ama öyle odasına kapanmıyordu artık. Bu hafta zaten düğün hazırlıklarından kendine ayıracak kadar bile vakti olmadı. Büyük ihtimal her gece ağlıyordu çünkü her sabah uyandığında gözleri kıpkırmızıydı.
Ben: Tamam Ervacım sağol, sana da çok teşekkür ederim onun yanında olduğun için.
Erva: Rica ederim enişte. Hadi görüşürüz kendinize iyi bakın.
Ben: Görüşürüz, selam söyle herkese.
Telefonu kapattıktan sonra komodinin üstüne geri koydum. Melisa hala uyuyordu. Normalde uykusu bu kadar ağır değildi, hatta çoğu zaman çalan telefona benden önce o uyanırdı. Demek ki çok yorulmuştu benim güzelim. Kendi kendime bir söz verdim. Bundan sonra ne olursa olsun, asla onu yalnız bırakmayacaktım. Saçlarından öptüm ve başımı yastığa koyup tekrar uyudum.
Melisa'dan
Uzun zamandır bu denli güzel bir uyku uyuduğumu hatırlamıyorum. Büyük bir çabayla gözlerimi açarak duvardaki saate baktığımda tam 12 saattir uyuduğumu fark ettim. Ama hala uykum vardı.
Yusuf'a baktığımda hala uyuduğunu gördüm. Aşağı inip kahvaltı hazırlamam gerekiyordu ama onun yanından ayrılmak istemiyordum. Onu uzun süre izledim. Tek kelimeyle kusursuzdu. Ağzı, burnu, yüzü,... Çok değil, sadece iki gün sonra bu adam benim kocam olacak diye geçirdim içimden. Bu ne büyük şanstı! Her sabah onunla uyanmak, her gün onunla vakit geçirmek, işe gittiği zaman akşam onu beklemek, gece birlikte yatağa girip ateşli bir şekilde- Çok ileri gittiğimi farkedip onu uyandırmamaya çalışarak yanından kalktım. Mutfağa inip kahvaltılıkları dolaptan çıkardım. İçimde apayrı bir neşe vardı bugün. Ayrıca iştahım da açılmıştı, her şeyi yiyesim vardı. Kahvaltılıkları yerleştirdikten sonra tost yapmaya karar verdim ve makineyi tezgaha koydum. Ekmeği keserken bir yandan da şarkı mırıldanıyordum.