Babamı geçirip içeri girdiğimde Sevda'nın salonun ortasında öylece durduğunu gördüm. Yanına gidip elimi omzuna koyunca bir anda irkildi. Belli ki dalmıştı.
Ben: Bir derdin var gibi, iyi misin?
Sevda: İyiyim. Yok ya aslında değilim. Hatta hiç değilim.
Sinirle elini saçlarından geçirdi ve koltuğa oturup dizlerini kendine çekti.
Sevda: Melisa, sana bir şey anlatmam lazım ama nasıl anlatacağımı bilmiyorum.
Yanına oturdum.
Sevda: Bugün okulda gördüğümüz Berk vardı ya. İşte o benim liseden arkadaşım. Ve aynı zamanda da... Şeyy...Öff ya nasıl denilir ki buu..
Ben: Söyle artık Sevda hadii
Sevda: Öff tamam be. Berk benim eski sevgilim. Biz 8. Sınıfta 3 ay beraberdik. Sonra benim isteğimle ayrıldık. Sebebi de okuldaki bir göt kafalının bizi öpüşürken görmesiydi. Sonra geldi beni tehdit etti. Annene söylerim diye. Bende korkup Berk'e sıkıldım dedim ve terk ettim çocuğu.
Ben: O zaman bugün neden yeni tanışıyor gibi yaptınız?
Sevda: Hiç tanımıyor gibi yaparsam belki baştan başlayabiliriz sandım. Biliyor musun onu çok özledim.
Dedi ve hıçkırarak ağlamaya başladı. Başını omzuma koydum. Bir süre sonra hıçkırıklar kesildi. Uyumuştu. Hafifçe yanından kalkıp onu koltuğa yatırdım. Üstünü de örttükten sonra telefonumu da alıp balkona çıktım. Berk'e gelmesi için mesaj attım. Ama cevap gelmedi. Ben de aramaya karar verdim. Telefon uzun uzun çaldıktan sonra nihayet açıldı.
Yusuf: Alo?
Ben: Eee, merhaba Yusuf, şey eğer Berk yanındaysa verebilir misin?
Yusuf: Berk mi, şuan uyuyor hem zaten Berk müsait olsa telefonunu ben niye açayım ki?
Ben: Doğru, haklısın. Neyse saat geç oldu iyi geceler.
Yusuf: Sence iyi gibi mi geceler?
Demesiyle gülme krizine girdim.
Yusuf: Ne gülüyorsun soru sordum.
Ben: Yusuf sen bence ne yap biliyor musun, git yat bir kafa yerine gelsin ondan sonra bak bakayım aynı soruyu tekrar soruyor musun?
Yusuf: Tamam hadi iyi geceler.
Ben: Sana da iyi geceler.
Telefonu kapatıp şarja taktım ve odama gidip pijamalarımı giydim. Sonra da derin bir uykuya daldım.
