Yusuf'un telefonunu karıştırmaya devam ederken kendi telefonuma bir mesaj geldi. Kendi telefonumu elime alıp kilidini açtım. Mesajı görür görmez elim ayağım buz kesti.
"Bebeğin hayırlı olsun. Ama alışma istersen, yakında kaybedeceksin."
Gizli numaradan gönderilmişti. Kimdi, neden böyle bir şey yazmıştı, ve en önemlisi hamile olduğumu nerden biliyordu?
Yusuf mutfaktan çıkıp yanıma gelince telaşla gözlerini büyütüp yanıma koştu. Yanıma oturup yüzümü okşadı.
Yusuf: Bebeğim, yüzün sapsarı kesilmiş, noldu?
Söyleyecektim, bilmeliydi. Böyle bir durumda ondan saklayamazdım.
"Yusuf mesaj-" deyip ağlamaya başladım.
Kaşları çatıldı, kucağımdaki telefonu aldı ve mesajı bir kez de o okudu.
Yusuf: Kim lan bu! Kim lan bu orospu çocuğu!
Yusuf'un bir anda bağırınca korktum ve ağlamam şiddetlendi. Bana sarılıp saçlarımı öptü.
Yusuf: Korkma güzelim. Asla korkma. Ben size bir şey olmasına izin vermem. Ne sana, ne de bebeğimize.
Bir eliyle saçlarımı okşarken diğer eliyle elimi tuttu destek vermek istercesine. Ondan ayrıldığımda telefonuma bir mesaj daha geldi.
"Yusuf'a söylemek sana ne kazandırdı söylesene. Ama iyi oldu, istediğimi bana kendi ellerinle yolluyorsun. Vedalaş artık o zaman Yusufunla."
Tek kelime etmeden Yusuf'a baktım. Mesajı okur okumaz telefonu kapattı ve sim kartını çıkardı.
Ben: Yusuf napıyosun?
Yusuf: Telefonun dinleniyor. Kimin yaptığını da gayet iyi biliyorum.
Elindekileri bırakıp elimi tuttu.
"Bana bak." Diye fısıldadı.
Gözlerine bakınca aynı ses tonunda konuşmaya devam etti.
Yusuf: Sakın endişelenme, güçlü dur tamam mı? Seni yıkamazlar onlar. Sen benim için, kendin için, çocuğumuz için dik duracaksın. Korkma onlardan.
Ellerimi dudaklarına götürüp öptü, ardından telefonumu ve sim kartımı da alarak evden çıktı.
Yusuf'tan
Evden çıkar çıkmaz vakit kaybetmeden Resul'ün evine gittim. Kapıyı çaldım, bir yandan da kendi telefonumu da kapatmakla uğraşıyordum. Resul kapıyı açınca etrafıma göz gezdirip eve girdim ve kapıyı kapattım.
Resul: Reyn noluyor Allah aşkına? Yine mi film izledin sen?
Ben: Hiçbir şey izlemedim, boşver sen beni. Bir şey soracağım, telefon IP sinden adres bulunur mu?
Resul: Hem de nokta atışı bulurum kanka da, napacaksın?
Ben: Resul, soru sorma.
Resul'le onun odasına girdik. Bilgisayarın başına geçti.
Resul: Numarayı ver.
Ben: Numara gizli.
Melisa'nın telefonundaki mesajları gösterdim. Telefonu bilgisayara bağladı, ardından birkaç şey yapıp bana döndü.
Resul: Telefondan değil, masaüstü bilgisayardan atılmış mesajlar. Her kim attıysa senin bu numaranın peşine düşecek kadar inatçı olduğunu biliyor, profesyonel biri. Adresi öğrenmeye çalışıyorum.