Babama oturması için yatağı gösterdim ve kendim de yatağın karşısındaki sandalyeyi çekip oturdum.
Ben: Seni dinliyorum baba.
Babam önce derin bir nefes aldı, sonra konuşmaya başladı.
Babam: Kızım bak, benim başıma ikimizin de hiç istemediği kötü şeyler geldi, bunu sen de biliyorsun. Ben de kendimce başıma gelen bu olaylardan ders çıkarmaya çabaladım. Bazı hatalarım bende kapanmaz yaralar bırakırken, bazılarıysa tecrübe edinmemi sağladı hayatta başıma gelebilecek olaylara karşı. Ve bunun üzerine-
Babamın lafını kestim.
Ben: Baba bana neden bunları anlatıyorsun ki sen şimdi?
Babam: Sana vereceğim nasihatlerin daha etkili olması için anlatıyorum ben sana bunları. İnsanlık halidir, anlaşmazlık olur, tartışırsınız, ama sakın bu durumda ikiniz de birbirinizin yanından ayrılmayın. Hatırlarsın, biz annenle tartıştığımızda hep annesinin evine giderdi, 3 gün gelmezdi. Böyle yaparsanız aranıza soğukluk girer, bu yüzden kavga ilişkinizde daha büyük çatlaklara sebep olur. Tartışma sonrasında da ne trip at eşine, ne de sürekli tartışma konusunu ima et. Tartışma tartışmada kalsın. Bak güzel kızım, eşler birbiri için ayna gibidir. Sen aynada gülen bir insan görmek istiyorsan aynaya gülümsersin. Aynı şekilde, eşinin sana güleryüz göstermesini istiyorsan, ona güleryüzlü olacaksın. Sevilmek istiyorsan seveceksin. Saygı görmek istiyorsan saygı göstereceksin. Her konuda böyledir bu.
Babam bir anda gözlerini gözlerimden çekip hızlı hızlı gözlerini kırpıştırmaya başladı. Genelde ağlamak üzereyken yapardı bunu. Hemen gidip yanına oturdum.
Ben: Baba iyi misin?
Babam: İyiyim kızım, iyiyim. Ne de olsa kız babasıyız, yarın evleneceksin, biraz duygulandım işte. Ama az önce söylediklerim kulağına küpe olsun, asla aklından çıkarma tamam mı?
Ben: Tamam baba.
Babam baştan aşağı bir süzdü beni. Sonra yüzünü dolaba doğru çevirdi ve dolapta asılı gelinliği gördü.
Babam: Vay be... Ne çabuk büyüyorsunuz böyle. Senin ilk doğum günün daha dün gibi aklımda. Sonra konuşmaya başlayınca ilk baba deyişin... Beraber televizyon karşısında uyuyakalmamız... Seni elinden tutup okula götürmem, hatta ödevleri bile beraber yapmamız... Yavru kuş kanatlandı, yuvadan uçuyor artık.
Babamın söyledikleri benim de duygulanmama sebep olmuştu. Konuşurken zamanın nasıl geçtiğini ikimiz de anlamadık. İki buçuk saat boyunca konuşmuşuz.
Babam: Ooo Melisa kalk kalk biz sohbete dalmışız burda, saat 2 olmuş. Neyse gideyim ben, sen de uyu dinlen güzelce. Yarın yorucu bir gün olacak.
Ben: Tamam babacım iyi geceler.
Babam çıkıp kapıyı kapatınca kendimi direkt yatağa attım. Babamın da dediği gibi, yarın yorucu bir gün olacaktı.
***
Günün ilk ışıklarıyla gözümü açtığımda saat altıydı. Yataktan kalkıp pencereyi açtım ve derin derin nefes aldım. Bir süre dışarıyı seyrettim. Lavaboya gidip geldikten sonra mutfağa girdiğimde balkonda oturan babaannem dışında kimseyi göremedim. Odama geri gidip hırkamı aldım ve balkona çıktım. Babaannem beni gördüğüne şaşırmadı fakat biraz hüzünlü gibiydi.
Ben: Günaydın babaanne.
Babaannem: Günaydın kızım, erkencisin?
Ben: Evet bugün öyle oldu biraz. Sen napıyosun burda bu saatte? Üşümüyor musun?