Yusuf'tan
Yahya Erva'ya haber vereli on beş dakika olmuştu, ama ne gelen vardı ne giden.
Ben: Yahya nerde kaldılar bunlar?
Yahya: Ne bileyim kanka ben, geliyoruz dedi Erva en son.
Ben: Lan alt tarafı aynı binanın içinde bir yere gelecek Fizan'dan gelmiyor ya. Lan yoksa! Lan yoksa Melisama bir şey mi oldu!?
Hastanede onu aramak için hızlıca ayağa kalktığımda sırtımdaki sızı daha fazla ayakta durmama izin vermedi.
Yahya: Oğlum dur napıyon yaa! Tamam gelecekler sakin ol bi kimseye hiçbir şey olmadı.
Ben yerime geri oturduğumda Yahya yastığı arkama yerleştirdi. Yanımdaki küçük koltuğa kendini atıp tekrardan telefona gömüldüğünde gözlerimi devirdim. Tam o sırada kapı açıldı, içeri Erva girdi.
Ben: Erva ablan nerde?
Erva Yahya'nın yanına geçtiğinde Melisa girdi içeri. Karnını görünce gözlerimi büyütüp doğruldum. Kaç aydır uyutuluyordum ben?
Yanıma koşup bana sarıldığında saçlarını okşadım. Karnına dokundum yavaşça, hissettiğim yumuşaklıkla kandırıldığımı anladım. Demek oyun oynadın bana Melisa Hanım...
Yahya'ya göz kırpıp çaktırmamasını istedim. Anlayınca o da bana göz kırptı.
Ben: Abim noldu bana?
Melisa yavaşça benden ayrıldı.
Melisa: Ş-şey Yusuf hatırlamıyor musun?
Erva: Ben özet geçeyim abi, vuruldun ve yedi aydır yoğun bakımdasın.
Sadece üç gün kaldığımı biliyordum, yalan söylüyordu.
Ben: N-ne vuruldum mu!?
Yahya: Lan adam bilmiyor pat diye söylenir mi?
Erva'ya yaklaşması için işaret ettim. Kulağına eğildim ve sadece onun duyabileceği bir şekilde fısıldadım.
Ben: Bu az önce bana sarılan ve adımı bilen kadın kim?
Erva hayret ve şaşkınlıkla gözlerini büyüttü.
Erva: Hatırlamıyor musun?
Hayır anlamında başımı salladığımda Melisa Erva'ya döndü.
Melisa: Neyi hatırlamıyor Erva?
"Bilmiyorum." Dedi Erva kekeleyerek. Belli ki onu üzmek istemiyordu.
Melisa: Bize biraz müsaade eder misiniz?
Melisa'nın sözleri üzerine Yahya ve Erva odadan çıktı. Melisa tişörtünü kaldırıp az önce beni kandırmak için kullandıkları şeyi çıkardı ve koltuğa bıraktı. Daha sonra tekrar elimi tuttu.
Melisa: Seni vuran o şerefsiz yakalandı. Eylem'in sevgililerinden biriymiş. Bize zarar vermeye kalkıştı ama Allah'a şükür iyiyiz.
Derin nefes aldım. Bu şakayı hep yapmak istemiştim, bugüne nasipmiş.
Ben: Hanımefendi bir şey söylemem gerekiyor. Galiba biriyle karıştırıyorsunuz, çünkü sizi tanımıyorum.
Doğruldu, gözlerime baktı. Düz bir ifadeyle ona baktığımda gözlerinin dolduğunu gördüm.
Melisa: Yusuf beni nasıl hatırlamazsın sen? Evliyiz biz seninle.
Yüzüklerini gösterdi bana. Yüzüne doğru eğildim. Hiç gözlerini ayırmadan gözlerime bakıyordu. Hafifçe gülümseyip yanaklarını okşadım.