YAZARDAN
Bebek doğduktan 2 gün sonra, 4 Şubat akşamı tekrardan eve dönmüşlerdi. Diğerleri erkenden hastaneden gelmiş ve Melisa'nın odasını çoktan hazırlamışlardı bile.
Melisa'yla Yusuf'un yolda olduğu saatlerde evde tatlı bir telaş hakimdi. Herkes bebeğin gelmesini dört gözle beklerken bir yandan her şeyin ona hazır olmasını sağlamaya çalışıyorlardı. Oda çoktan temizlenmiş ve ısıtılmış, aynı zamanda da süslenmişti.
Kapı çaldığında herkes bir anda ayaklandı. "Geldiler!" diye bağırıp kapıya koştu Nasibe Hanım. Yusuf kucağında sessizce uyuyan minicik bebeğini sıkı sıkı sarmalamış, üşümesin diye kendine saklamış bir şekilde kapının açılmasını bekliyordu. Melisa ise hemen yanlarında Yusuf'a yaslanmış, gülümseyerek onlara bakıyordu, kendi tabiriyle dünyanın en güzel babasına..
Kapı açıldığında ikisi de annelerine baktılar, Nasibe Hanım duygulanmıştı. Dolu gözlerle gülümsedikten sonra kapıdan çekilip geçmelerini sağladı.
Nasibe: Hoşgeldiniz güzel yavrularım benimm
Melisa: Hoşbulduk annecim.
Nasibe Hanım'ın arkasından kapıya koşan Sevda hemen arkadaşının çantasını aldı, ardından montunu çıkarmasına yardımcı oldu.
Sevda: İyisin değil mi?
Melisa gülümsedi.
Melisa: İyiyim, çok az bir ağrım var o kadar.
Sevda: Şimdi yatarsın geçer o da.
Yusuf Melisa'ya döndü.
Yusuf: Sevgilim önce bi salona gidelim, insanlara görün olur mu? İyi misin diye merak etmişlerdir.
Melisa başını salladı. Defne'yi Yusuf'tan alıp salona adımladı. Yusuf hemen arkasında, yürümesine destek oluyordu.
Salona girdiği an coşku dolu sesler karşıladı onu. Gülümsedi, bebeği Rahmi Bey'e verip boş kalan bir yere oturdu. Yusuf hemen yanına geldi, arkasına bir yastık koydu.
Rahmi Bey ayağa kalktı, bebeğin adını koymak üzere kendine biraz daha yaklaştırdı. Herkes sessizce onu dinliyordu. Birkaç dakika sonra okumayı bitirdiğinde yavaş yavaş uyanmakta olan torununa bakıp gülümsedi.
Rahmi: Senin adın Defne.. Senin adın Defne.. Senin adın Defne. Allah sana güzel bir ömür nasip etsin, yüzün kadar güzel bir bahtın olsun. Ailemize hoşgeldin, Defne Aktaş..
Herkes çok mutluydu, gülümseyerek daha gözlerini yeni açmış, etrafına bakınan minik Defne'ye bakıyorlardı. Diğer dedesine de gittikten bir süre sonra annesini arayan gözleri dolmuş, çoktan ağlamaya başlamıştı bile.
MELİSA'DAN
Defne ağlamaya başlayınca yavaşça ayağa kalktım, babama doğru yürüdüm. Defne'yi ondan aldığımda annem "Hadi kızım odan hazır, geç de dinlen." dedi. Gülümsedim ve başımı salladım, ardından odaya geçtim.
Odaya girip de etrafı görünce ister istemez gülümsedim. Bizim için hazırlanmış ve tatlı süslerle de süslenmişti. Defne'yi yatağa bırakıp kendim oturdum, çoktan uyumuştu bile.
Yanına uzanmış sessizce onu izliyordum ki kapı yavaşça açıldı. Başımı kaldırıp baktığımda gelenin Yusuf olduğunu gördüm. Bana gülümsedi, kapıyı aynı hızda kapatıp yatağa geldi ve oturdu. Saçlarımı okşadı.
Yusuf: Bak sana ne göstereceğim aşkım.
Cebinden çıkardığı telefonun ekranına merakla bakmaya başladım. YouTube'a girdi, ardından albümünün ismini arattı. İzlenmeleri görünce birden doğruldum, az kalsın çığlık atıyordum ki gülerek ağzımı kapattı ve Defne'yi işaret edip sus diye işaret etti.