Güzel bir kahvaltıdan sonra toplama işini annem her ne kadar istemese de ben üstlendim. Ben masayı toplarken Yusuf bana yardım ediyor, Erva da yanımızda oturuyordu. Masadaki bir tabağı almak için elimi uzattığımda Erva bir anda elimi tutup beni durdurdu. Bilekliğimde gezdirdi parmaklarını.
Erva: Abla bu ne kadar güzelmiş nerden aldın bunu?
Gülümsedim.
Ben: Ben almadım canım, doğum günü hediyem.
Erva Yusuf'a bakıp güldü.
Erva: Enişte bey baya zevkliymiş.
Yusuf: Aslına bakarsan benim hediyem değil.
Erva şaşırmış görünüyordu.
Erva: Kim aldı o zaman?
Yusuf'la birbirimize bakıp gülümsedik.
Ben: Defnem aldı.
Erva: Nasıl yani?
Sandalyeyi çekip oturdum ve anlatmaya başladım.
FLASHBACK
Sabah yine her zamanki gibi geceden kalma bir yorgunluk ve uykusuzluk haliyle uyanmıştım. Bebeğim büyüdükçe ve hamileliğim ilerledikçe benim için bir şeyler daha da zorlaşıyordu. Uykularım bunlardan sadece biriydi.
Zorlanarak doğrulduğumda Yusuf'un yatakta olmadığını farkettim. Saate baktığımda çoktan iş saatinin geçtiğini gördüm, büyük ihtimalle yine kendisi uyanıp gitmişti.
Ayağa kalkıp telefonumu aldığımda aklım başıma geldi. Günlerden pazardı, Yusuf'un işi yoktu ki bugün. E o zaman nerede bu adam?
Odadan çıkıp evde seslenerek Yusuf'u aramaya başladım. Hiçbir yerde yoktu. Bakmadık yer bırakmamıştım. Telefonla aradım, onu da duymuyordu.
En sonunda nerdeyse çıkar gelir birazdan heralde diye düşünüp mutfağa geçtim. Kahvaltımı yapmaya hazırlanırken bir şeyi daha hatırladım. Bugün benim doğum günümdü, acaba Yusuf buna özel bir şey mi yapıyordu?
O sevinçle içimi büyük bir merak sardı. Heyecanımı bebeğim de hissediyor olmalı ki sürekli beni tekmeleyip duruyordu.
Ben kahvaltıyı hazırlarken kapı çaldı, kimin geldiğinden emin bir şekilde kapıya koştum ve açtım. Elinde bir poşetle Yusuf gelmişti.
Yusuf: Günaydın aşkım
Ben: Hoşgeldin hayatım nerden geliyorsun bu saatte?
Elindeki poşeti kaldırdı.
Yusuf: Bikaç eksik vardı da onları almaya gittim.
İçeri geçmesi için kapıdan çekildim. Belli etmek istemesem de, hatta böyle düşünmek bile istemesem de beklenti içinde olduğum için bir tık hevesim kırılmıştı. Ama sonrasında belki de çok büyük bir sürprizdir diye düşünüp kulak asmadım.
Kahvaltımı yapmak için mutfağa geçtim. Yusuf masada telefonuyla uğraşıyordu. Yemeğimi yemeye başladım ama içim hiç rahat değildi. Ya unuttuysa? Biliyorum, unutmazdı ama ya dalgınlığına geldiyse?
Böyle düşüncelerden sıyrılmak için kafamı hızlı hızlı iki yana salladığımda Yusuf başını kaldırdı.
Yusuf: Noldu?
Ben: Hiç, öyle dalmışım.
Yusuf: Beni mi düşünüyodun yine?
Sırıttığında ben de güldüm.
Ben: Hıhıı evet
Tekrardan telefona döndüğünde ona bir soru yönelttim.
Ben: Yusuf bugün günlerden ne?