Gençler profilimin mesaj panosunda bölümleri yayınlayacağım saati ve bölüme dair spoiler paylaşacağım bakarsanız sevinirim♡
Kafasını kaldırıp gözlerime baktı.
Yusuf: Askere.
Ben: Ne zaman?
Yusuf: Üç gün sonra, Pazar günü yola çıkıcam, Çanakkale'ye.
Ben: Yusuf-
Yusuf: Bu yüzden apar topar geldik Sivas'tan.
Ben: Yusuf peki ben napıcam sensiz?
Yusuf: Güzelim üç hafta sadece. Hem üç hafta nedir ki, gelir geçer.
Ben yapamazdım ki, dayanamazdım. İçimde sürekli bir korkuyla geçiremezdim o üç haftayı. Ama gitmek zorundaydı ve ben böyle davranırsam daha da üzülecekti. Kendi içimde yaptığım muhakeme sonucu, bu üç gün boyunca onu hiç üzmemeye karar verdim. Onu mutlu etmeliydim.
Ayağa kalkıp elinden tuttum ve yatak odasına götürdüm. Onu yatağa oturttum ve pijamalarımı giymeye gittim. Geri geldiğimde Yusuf çoktan yatağa girmişti bile. Benim geldiğimi görünce yorganı kaldırdı. Yattım ve yorganın altına girdim. Bana iyice yaklaştı. Bir eliyle yanağımı okşarken konuştu.
Yusuf: Güzelim benim.
Ona daha da yaklaştım ve yanağından öptüm. Doyamadım, bir daha öptüm. Bir daha, bir daha derken bir anda Yusuf'un altında buldum kendimi.
Yusuf: Şimdi sıra bende.
Ben hafifçe gülünce o da güldü. Sonra dudaklarını alnıma yaklaştırarak alnımdan öptü. Yüzümün neredeyse her noktasını öperek dudaklarıma vardı. Yavaşça bir öpücük kondurduktan sonra dudaklarını dudaklarıma bastırdı ve öpüşmeye başladık. Ellerimi saçlarından geçirdiğimde sahiplenici bir tavırla belimi tuttu ve kendini bana biraz daha bastırdı. Biraz daha öptükten sonra bıraktı. Üstümden kalkıp yanıma yattı ve beni üstüne çekti. Başımı boyun girintisine gömüp orada uyudum.
***
Uyandığımda ilk olarak o baktıkça bakmak istediğim ela gözlerle karşılaştım. Sonra o güzel gözlerin sahibi, yüreği de gözleri gibi güzel olan sevgilim uyandığımı farketti.
Yusuf: Günaydın güzelim.
Ben: Günaydın Yusufum.
Hafif doğrulunca saati gördüm.
Ben: Yusuf neden kaldırmadın saat çok geç olmuş.
Yusuf: Kıyamadım desem? Hem boşver benim bugün için ayrı planlarım var.
Ben: Mesela?
Yusuf: Mesela sürpriz.
Ben: Söylesen nolur ki?
Ellerimi önümde birleştirip dudağımı büzdüm.
Yusuf: Oyy sen küstün mü şimdi bana? O büzdüğün dudaklarını öperim senin.
Lafı bitince gerçekten de öptü.
Yusuf: Boğaza kahvaltıya gideriz diye düşünmüştüm.
Bağladığım kollarımı çözüp Yusuf'a sarıldım.
Ben: Ayy gerçekten mi?
Yusuf güldü.
Yusuf: Bakıyorum da affettin hemen.
Ben: İstersen biraz daha küs kalabilirim.
Yusuf: Yok yok iyi böyle.
Ayağa kalktım ve üstümü giyinmek için gittim. Üstümü giyip geldiğimde Yusuf odada değildi. Ben de yatağı toplayıp aşağı indim. Ardından Yusuf'u buldum ve dışarı çıktık.