58. BÖLÜM

329 15 101
                                    

Arkamdaki adam bir anda karnıma vurunca acıyla çığlık attım. Canımın acısından yaşlar boşalıyordu gözlerimden. Yusuf'un gözlerinin dolduğunu gördüm.

Yusuf: Lan orospu çocuğu bırak lan karımı!

"Attığın bir adım karının ve çocuğunun sonu olur Yusuf Aktaş, iyi düşün." Dedi tok bir sesle arkamdaki adam. O sırada silahı tekrar kafama dayadı. Korkuyla "Yusuf..." diyebildim sadece. Daha önce ölüme hiç bu kadar yakın hissetmemiştim. Daha önce Azrailim nefesini enseme hiç üflememişti.

Endişeliydim, kendi canım için değil, yaşamı şuan tamamen bana bağlı olan bebeğim ve karşımda çaresizce duran kocam için endişeliydim.

"Karın benimle gelecek!" Dedi adam. Yusuf iyice sinirlendi.

Yusuf: Hayır gelmeyecek!

Yusuf bize doğru bir adım atınca silahı kafama daha da bastırdı. "Yaklaşma, yoksa ölür!" Yusuf iki adım daha attı, adam geri geri gitmeye devam ediyordu. Yusuf beni bir anda kolumdan çekip ondan kurtardı ve adamın üstüne atladı. Bir süre dövdükten sonra adamın kaçışını izledi, sonra bana döndü. Ona sarılıp omzunda ağlamaya başladım.

Yusuf: Hiişşt, tamam güzelim, geçti.

Ben: Yu-suf s-sen gelme-seydin beni öl-öldürecekti!

Yusuf: Hayır öldüremez tamam mı ben varım burda.

Yusuf bana sarılmaya devam ederken beni az önce arkamda kalacak yeri görecek şekilde döndürdü. O sırada arkada az önceki adamın silahı doğrultmuş bize tuttuğunu gördüm. O an anladım. Yusuf kendini bana siper etmiş öylece duruyordu. Ben Yusuf'un önüne tam geçecekken bir el silah sesi duyuldu. Yusuf vurulmuştu.

"Kaç!" Diye bağırdı bana git gide güçten düşerken. Kafamı olumsuz anlamda salladım.

Yusuf: Kaç diyorum, seni de vuracak!

Ben: Seni bırakmam burda!

Yusuf düşmek üzereyken tuttum onu. Ambulansı aradım. Yusuf yere yığılıp kaldığında hemen başına çöküp kafasını dizime aldım. Ağlıyordu canının acısıyla, benim onun bu haline içim cayır cayır yanıyordu.

Ben: Yusufum bırakma kendini nolur, nolur dayan!

Acıya dayanamıyordu, yavaş yavaş kapanıyordu gözleri. Gözyaşlarım onun yüzüne damlarken o çektiği acıyla kaşlarını çatıyordu sadece.

Ben: Yusuf nolur aç gözlerini nolur nolur!

Yusuf gözlerini kapattığında ağlamam şiddetlendi, yanaklarına vurdum.

Ben: Yusuf hayır Yusuf hiç sırası değil şuan! Sen ölemezsin! S-sen daha baba olacaksın, en büyük hayalindi. Hani onu ala-

Gözlerini tekrar açtı zorla. Sesini zor duyuyordum, konuşamayacak kadar halsizdi. Tek bir saç teline canımı verebileceğim adam karşımda eriyordu, hiçbir şey yapamıyordum.

Yusuf: Güzelim, sen de, yavrumuz da önce Allah'ıma sonra sana emanet. Kendine iyi bak. Emanetime iyi bak.

Gülümseyerek gözlerini kapattığında ambulansın sirenleri duyulmaya başlanmıştı.

***
Yazardan

Tam 3 gün... 3 gündür herkes Yusuf'un gözlerini açmasını bekliyordu. Herkes bitkindi, çaresizdi. Yapabilecekleri hiç bir şey olmaması ruhlarını sürekli tırmalayıp onları rahatsız ediyordu.

En çok Melisa rahatsızdı bu durumdan. Eğer 3 gün önce Yusuf'un önüne geçebilse şuan o bunları yaşamayacaktı. Yusuf ölümün pençesinde olmayacaktı belki de.

Sadece SenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin