BÖLÜM 2

75 6 17
                                    

Annemin sesini duyar duymaz biz de ayaklandık. Annem dakikalardır sımsıkı sarıldığı kızından ayrılınca yüzünü görebildim. Orta boylu, zarif bir kadındı ve yüzü görebildiğim kadarıyla Yusuf'a gerçekten benziyordu. Arkasına saklanmış olan 5-6 yaşlarındaki kız çocuğu meraklı gözlerle etrafı süzerken Yusuf'u farketti. Kaşlarının çatıldığını ve biraz da korktuğunu gördüm. Yusuf'tan kim bilir nasıl bahsetmişti annesi ona?

İçeri gelmeden annemle kapıda biraz tartıştılar, sonra da salona girdi. Babasına sarıldı önce. Yusuf'a baktığımda hem gözlerinin dolduğunu, hem de ne yapacağını bilmez bir halde olduğunu farkettim ama özlediği çok belliydi.

Babasından ayrıldığında Yusuf'a döndü. O sırada küçük kız hemen koşup bacağına sarıldı annesinin. Herkes anlamıştı bir terslik olduğunu. Yusuf daha fazla uzatmayıp sarıldığında başta Yelda ablanın sarılmadığını gördüm. Fakat annemin yaptığı kaş gözler sayesinde o da sonunda inadını kırıp sarıldı.

Yusuf: Hala küs müsün bana? Çok uzamadı mı bu?

Yusuf'un ses tonundaki o çaresizliği ben ömrüm boyunca bir kez olsun duymamıştım.

Yelda: Küslük yok. Ama samimiyet de.

Annem: Yelda saçmalama!

Yusuf başını salladı ve tekrar oturdu yerine. Bunun üzerine Yelda abla bana dönüp şöyle bir baktıktan sonra "Sen de Melisa olmalısın, memnun oldum." Diyip elini uzattı. "Ben de" dedim ve elini sıktım. Neyin nesiydi bu soğukluk?

Yerime oturmadan önce Defne'ye bakmak için odama geçtim. Kapıyı tam kapatıyordum ki o küçük kız belirdi.

Kız: Şey, bebek burda mı?

Gülümseyerek başımı salladım.

Ben: Evet, görmek ister misin?

Başını sallayıp ona uzattığım elimi tuttu ve içeri girdi. Bu belki onu Yusuf'a ısındırmak için bir fırsat olabilirdi. Yatağa çıkmasına yardım edip uyumakta olan kızımı gösterdim. Gülümsedi ve yavaşça eline dokundu. İncitmekten çok korkuyordu.

Ben: Beni tanıyor musun bakalım sen?

Başını hayır anlamında salladı.

Ben: Tanışalım mı o zaman? Benim adım Melisa, seninki ne?

Gülümseyerek cevap verdi.

Kız: Benim adım Alya.

Ben: Ne güzel bir adın varmış seniin

Dediğime güldü ve tekrar Defne'ye baktı.

Alya: Sen bu bebeğin annesi misin?

Ben: Evet canım.

Alya: O da çok güzel, sen gibi.

Ben: Oy kurban olurum sen de çok güzelsiiin

Biz onunla muhabbetimize devam ederken kapı yavaşça açıldı ve Yusuf girdi içeri. Yusuf'u gören Alya sinirlendi, hızla yataktan inip koşar adım odadan çıktı. Yusuf da anlamamıştı nolduğunu, gelip yanıma oturdu.

Yusuf: Niye böyle oldu? Sarılınca yumuşar, affeder sandım.

Yeniden gözleri dolunca başını omzuma koydu. Sarılarak sakinleştirmeye çalışıyordum.

Ben: Geçicek aşkım, geçicek. Hiçbir abla bu kadar uzun zaman küs kalamaz ki.

Yusuf: Küs değil zaten. Tamamen silmiş hayatından beni.

Ben: Aranızda neler geçti anlatmak ister misin?

Başını kaldırdı ve anlatmaya başladı.

Yusuf: Bundan 10 sene önce, ablam biriyle nişanlandı. Şuan evli olduğu adamla. Ben ne yaparsam yapayım ısınamadım o herife. Annem belki kıskandığındandır filan dedi, mantıklı bir sebep üretmeye çalıştık ama olmuyordu, içimde o sıkıntı hep vardı. Hep vazgeçirmeye çalıştım ablamı bu yüzden. Beni hiçbir zaman dinlemedi. Bu tavırlarım yüzünden babam ve annem de bana kızgınlardı. Ama ben hislerimden emindim ve bişeyleri kanıtlamaya karar verdim. Neyi kanıtlayacağım da muamma. Neyse ben bu adamı biraz araştırdığımda pek de aradığım şeyleri bulamadım. Ama sonra, bir gün öğrendim ki bu adamın bazı suçları var. Öyle hırsızlık filan da değil. Organize, illegal işler. Öyle pisliklere bulaşmış ki.. Ben tüm aile birlikte otururken bazı şeyleri üstü kapalı bir şekilde anlattım. Ben anlatırken korkudan ne yapacağını bilemez haldeydi. O günden sonra hem ablam hem o bana düşman oldular. Dahası da var. Beni bir gün yalnız yakaladı, ömrümde etmediğim kavgayı orda ettim ben. Ve sonrasında da, taktı böbreğime bıçağı.

Ben: Ne!?

Gözlerim kocaman olmuş bir halde dediklerinin doğruluğunu sorguluyordum. Üstündekini hafif kaldırıp gösterdi.

Yusuf: Bak şu belli belirsiz, küçük iz.

Bakışlarımı yeniden yüzüne kaldırdım ve öfkeyle konuştum.

Ben: Ve ablan buna rağmen hala sana küs öyle mi? Ne biçim abla ya bu!?

Yusuf: Bi bilsem.. Aşk gözünü kör etmiş derdim ama bu aşk değil Melisa. Bu kör kütük bağlanılmış bi saçmalık sadece.

Ben: Peki annemler bişey yapmadılar mı?

Yusuf: Annemlerin haberi var sanki. Ablamla o bir oldular, hep bir ağızdan beni suçlu çıkardılar. İşte neymiş, ben şizofrenmişim, o adamı düşman olarak görüyormuşum, ondan dolayı onu suçlayayım diye kendimi bıçaklamışım... Neler neler. Sahte belgeler bile hazırlamışlar, hastanede bile yattım onlar yüzünden. Ben hastanedeyken düğünü yapılmış alelacele ve Ankara'ya taşınmışlar. Bir daha da ne gelen oldu ne giden. O günden beri çok defa aradım. Çünkü annemlerin bildiği yönden davranmalıydım. Sanki ben suçluymuşum da ablam bana küsmüş gibi... Çünkü onu son görüşümde o piç beni ablamla tehdit etti. Gerçeği kimseye söylemeyeyim diye. Söylersem biliyor, açığa çıkacak her şey.

Anlattıklarının gerçek olduğunu sindirebilmem zaman aldı. Dakikalar sonra yeniden konuşabildim.

Ben: Anneme de mi söylemedin?

Yusuf: Söyleyemedim. Hem nasıl derim? İnanmaz ki. Bir kardeş göz yumar mı kardeşine zarar gelmesine?

Başımı salladım, haklıydı. Ama sonra aklıma harika bir plan geldi.

Ben: Yusuf, nasıl olsa ablan şuan burda. O da ablana zarar veremez. Anlat her şeyi. Sana inanacaklar, güven bana. Neler yapmışlar, hala sen suçluymuşsun gibi davranamayız sevgilim.

Yelda: Bak baak, gelin hanım da işini ne güzel yapıyor.

Arkamı döndüğümde açık kapıdan bize bakan Yelda Abla'yı gördüm.

Yelda: Bana karşı doldurmana gerek yok onu, ne senle, ne kocanla işim yok benim.

Yusuf: Kardeşim bile diyemiyorsun yazıklar olsun sana

Yelda: O devir çoktan kapandı Yusuf. Benim bir kardeşim yok.

Çıktı sonra odadan. Tekrar Yusuf'a baktığımda yine üzgün bir yüz ifadesiyle yere bakıyordu.

Ben: Sevgilim, yapma ama böyle, ben halledicem

Yusuf: Üzüldüğüm şey benimle konuşmaması değil. Üzüldüğüm şey suçsuz yere bana böyle davranması.

Ben: Tamam sevgilim tamam, ben halledicem, güven sen bana.

Yusuf: Senden başkasına bir gram güvenim yok zaten benim.

Dudaklarıma uzun bir öpücük bıraktı.

Yusuf: Dediğin gibi yapıcam. Hem de bugün. Bu yalanı doğru bilen herkesi toplayarak..

















Selaaaaammmm
Nasılsınız canlarım
Umarım bölümü beğenmişsinizdir
Yelda ablamız da katıldı kadroya, ne düşünüyorsunuz onun hakkında? Sizce nelere sebebiyet verecek?
Son olarak, bir müjde
Benden çokkk çok istediğiniz o muhteşem ship için gelecek diğer bölüm
E biraz güzel şeyler yazalım dimi hep kaos hep kaos olmaz
Evvet bir sonraki bölüm #ErYa özel bölümü gençler, umarım ki beklentilerinizi karşılayacak ve beklediğinize değecek kadar muhteşem bir bölüm olacak.
E ship muhteşem bi kere, kötü bişey de çıkamaz yani;)

Neyseeee gençler yazarınız kaçar, kendinize çooook çok iyi bakın sizi çok seviyorum, sonraki bölümlerde ve diğer kitaplarda görüşürüüüüzz!!!

Sadece SenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin