21. BÖLÜM

444 18 32
                                    

Yusuf: Ya ne demek olmaması gereken şeyler oldu, evlenmek zorundayız?

Yusuf bağırarak telefonla konuşuyordu. Sinirden boynundaki damarları kendini çok belli ediyordu. Kolundan tutup onu sakinleştirmeye çalıştım.

Ben: Sakin ol Yusufum, noldu?

Yusuf bana baktı ve telefonla konuşmaya devam etti.

Yusuf: Tamam, tamam ben bir düşüneyim ararım seni. Tamam görüşürüz.

Telefonu kapattığında elinden aldım ve masaya koydum.

Yusuf: Sevda ve Berk evleniyormuş.

Ben: Ne! Ne zaman?

Yusuf: Yarın.

Sıkıntıyla nefes verdi.

Yusuf: Bizden nikah şahidi olmamızı istiyorlar.

Ben: Olmayacak mıyız?

Yusuf: Güzelim, iki ateş arasında kaldım. Bir yanda Berk, bir yanda amcam. Berk'e destek olsam amcamı yok sayıcam, amcamdan taraf olsam bu sefer Berk kırılacak. Off lan off. Berk biraz sabretsen nolurdu ki?

Ben: Gerçekten yapmışlar mı? Peki, Sevda-

Yusuf: Değilmiş.

Ben: Aşkım arasan konuşsan amcanla, belki ikna ederiz, olmaz mı?

Yusuf: Bilmiyorum ki. Bekle ben bir arayıp geleyim.

Kalkıp diğer odaya geçti. Ben de mutfağa ayranları koymaya gittim. Bugün lahmacun söylemiştik. Tam o sırada kapı çaldı. Kapıyı açmadan delikten baktım. Siparişlerimiz gelmişti. Kapıyı açtım.

Kurye: Efendim iyi günler ben siparişlerinizi teslim etmek için geldim.

Uzattığı paketi aldım ve teşekkür ettikten sonra kapıyı kapattım. Salona geçip her şeyi hazırladıktan sonra oturup Yusuf'u beklemeye başladım. Beklerken de belki güzel bir şey bulurum diye kanalları karıştırıyordum ki Yusuf gülerek içeri girdi.

Yusuf: Güzelim ikna ettim amcamı. Lahmacunlar gelmiş.

Ben: Evet geldi. Ben de seni bekliyordum.

Yusuf yanağımdan makas alarak yanıma oturdu ve yemeye başladık.

Sevda'dan
Annem: Benim artık Sevda diye bir kızım yok! Sen onu başkalarıyla yatmadan önce düşünecektin.

Ben: Ya anne deme öyle nolur. Hem biz evlenicez zaten.

Annem: Bana bak, ya yarına kadar İzmir'e geri dönersin, ya da beni unut.

Bu söylediklerine sinirlenmiştim.

Ben: Asıl sen bana bak anne! Ben Berk'i seviyorum ve de onunla evlenicem. Zamanında sen de babamla evlenebilmek için ailene karşı çıkmışsın, bilmiyor muyum sanıyorsun! Ben en azından senin hatrını saydım, aradım. En yakın zamanda buraya geliyorsunuz, burada düğün yapıcaz.

Annem: Öyle bir şey asla olmayacak!

Ben: Ne istiyorsun anne, senin gibi sessiz sedasız kaçmamı mı?

Telefonun öbür ucunda sessizlik hakimdi.

Annem: İki güne geliriz.

Bir şey demeden telefonu kapatıp kendimi koltuğa attım. O sırada kapıdan dans ede ede Berk girdi.

Berk: Yusuf babamı ikna etmiş!

Ben: Sen ciddi misin!?

Berk: Yok hayır, ben Berk'im, ciddi az önce gitti birazdan gelir.

Sadece SenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin