Nikah tarihini 18 Haziran'a almıştık, Yusuf geldikten 3 gün sonraya. Ben nikahın düğünde olması taraftarıydım ama bu imkansız görünüyordu şuanlık. Düğün organizasyonu tamamen benim sırtıma yüklenmişti artık.
Yusuf: Bir adım daha yaklaştık hayallerimize.
Yusuf'la nikah tarihi aldıktan sonra biraz daha dolaşmış ve eve geri gelmiştik.
Yusuf: Aile oluyoruz artık.
Bu cümleleri kurarken o kadar mutluydu ki... O an bu düşüncemi daha önce söylemediğime çok pişman oldum. Ne diyeceğimi bilemiyordum.
Yusuf: Aşkım sen iyi misin?
Bir anda yanıma gelip yüzümü avuçları arasına aldı.
Ben: İyiyim noldu ki?
Yusuf: Ne iyiyim bembeyaz olmuşsun. Nane limon yapayım mı ister misin? Seversin sen.
Ah be Yusufum sen gidince bana kim nane limon yapacak? Kim böyle senin kadar ilgilenecek? Kim benim için endişelenecek?
Ben: Yok canım istemiyorum gel.
Yusuf: Emin misin?
Ben: Evet.
Yusuf: Peki sen bilirsin. Arayalım mı bizimkileri?
Ben: Oluur.
Önce Nasibe Annemleri aramıştık. Onlar açınca babamı da aramaya ekledik. Onlara nikah tarihi aldığımızı söyleyince çok sevinmişlerdi. Telefonu ikimizin de görüneceği bir yere sabitledik ve ben anlatmaya devam ediyordum.
Ben heyecanlı heyecanlı anlatırken bir anda Yusuf yanağımdan öptü. Babamın önünde! Göz ucuyla telefona baktığımda babamın güldüğünü gördüm. Kısık sesle konuştum.
Ben: Yusuf napıyosun acaba?
Yusuf: Çok tatlıydın ama.
Yusuf salak salak sırıtırken ben telefona döndüm ve anlatmaya devam ettim. Biraz daha konuştuktan sonra kapattık. Ben Yusuf'a pis pis bakmaya devam ediyordum.
Yusuf: Meleğim yapma ama böyle. Çok tatlı konuşuyordun, ben de kendimi tutamadım.
Nasıl kızıyım ki şimdi ben buna?
Ben: Tamam affettim ama keşke babamın önünde olmasaydı.
Yusuf: Nolacak ya nişanlım değil misin, hatta gelecekteki karım. Öyle değil mi?
Bir şekilde her seferinde gönlümü almayı başarıyordu.
Ben: Bilmem, öyle miyim?
Ben de iyice Yusuf'a benzemeye başladım ya.
Yusuf: Öylesin tabii.
Kolunu omzuma attığı sırada telefonu çaldı. Recep görüntülü arıyordu. Açtığımda sadece aramada Recep'in değil, diğerlerinin de olduğunu gördüm. Diğerlerinden kastım, Yahya, Resul ve sevgilileri.
Recep: Ooo çifte kumrular napıyonuz lan?
Yusuf: Napalım oturuyoz öyle. Siz napıyonuz?
Recep: Biz de aynı. Yola çıkacaz birazdan.
Yusuf: Hayırdır nereye?
Resul: Recep tutamadığın çeneni sikiyim Recep.
Yahya: Yok bişey kanka sallıyo bunlar. Ee siz naptınız bakalım?
Bir yandan Yahya başka biriyle konuşuyordu. Sonra bize döndü.
Yahya: Yenge kızlar ayrı konuşuyolarmış seni de çağırıyolar telefonunu açıcakmışsın.
