Dediğim şeyin farkına varınca ağzımı ellerimle kapattım. Yusuf'a bakamıyordum bile. Beyaz atlı prense benzemişsin ne demek ya. Ahh Melisa ah dilini eşek arıları soksun emi. Öff.
Yusuf bir anda gülmeye başladı. Aslında onun kahkaları beni biraz olsun rahatlatmıştı. Yanıma yaklaştı. Daha kafamı kaldırmamıştım. Yanıma oturdu. Çenemi tutup kafamı kaldırdı ve ona bakmamı sağladı.
Y: Ben senin beyaz atlı prensinsem eğer, sen de benim dünyalar güzeli prensesim mi oluyorsun?
Bakışlarımı kaçırdım.
Y: Demek Sevda'nın dedikleri doğruymuş
- N-ne dedi ki Sevda sana?
Y: Arabaya binelim yolda anlatırım. Pardon arabaya değil, beyaz ata...
-Yaa Yusuff!
Hafifçe omzuna vurdum. Vurulmuş gibi dizlerinin üstüne çöktü.
Y: Kurşun yedim eeeeyyyy sol yanımdaaaaan
Gülerek yanına gittim ve elimi uzattım.
- Abartma Yusuf o kadar sert vurmadım.
Y: Vurman gerekmiyor, sen o kara gözlerinle bana her baktığında ben kalbimden vuruluyorum zaten...
Ne? Bir dakika ben doğru mu duydum? Her baktığında kalbimden vuruluyorum dedi! Ayayyyy içim eriyor şuan.
Kalkması için uzattığım elimi tuttu ve beni bir anda çekmesiyle ben de onun üstüne düştüm. Şu an caddenin ortasında yatıyorduk. Bana bakmaya başladı. Sanki bir şey söyleyecekmiş de cesaret edemiyormuş gibi... Tam Melisa dediği sırada birisi Melisa diye bağırdı. Kafamı kaldırdım.
Babam!
Hemen Yusuf'un üstünden kalkıp ona doğru koşmaya başladım. Tam elini tutacağım sırada ellerini arkada birleştirdi.
B: Bana hemen bu gördüklerimi açıkla.
O sırada Yusuf da yanımıza gelmişti.
- Baba sana bu güne kadar asla yalan söylemedim. Ve şimdi de söylemeyeceğim. Baba bu Yusuf. Benim sınıftan arkadaşım. Ben durakta otobüs beklerken bana kendisinin de dersi olduğunu, beraber gidebileceğimizi söyledi ben de kabul ettim. Sonra aramızda şakalaşırken bir anda Yusuf düştü ve ben de onu kaldırmak için elimi uzattım. Onu çekemeyince ben de üzerine düştüm.
Ben konuşurken Yusuf da dediklerimi başıyla onaylıyordu.
B: Bak kızım, ben sana güveniyorum. Yalan söylemediğini de biliyorum. Ama sizi öyle görünce bir anda tepem attı işte.
Yusuf bir anda elini uzattı. Napıyordu bu salak? Babama gel beni döv diyordu resmen.
Y: Merhaba efendim ben Yusuf.
Babam hiç tereddütsüz kendine uzatılan eli sıktı. Noluyordu lan burda!
B: Merhaba evladım ben de Melisa'nın babası Mehmet.
Y: Bakın Mehmet Bey...
B: Oğlum resmi bir görüşme yapmıyoruz bırak sizli bizli konuşmayı hem bana amca diyebilirsin.
Y: Mehmet Amcacığım, sizinle konuşmam gereken bir mesele var. Ama sadece ikimiz.
İkisi de bakışlarını bana çevirdi.
B: Tamam evladım konuşuruz ama önce Melisa'yı okula bırakalım. Ama senin de okulun var ne yapacağız?
Y: Sorun değil Mehmet Amca bugün zaten sadece 2 ders var onlar da basit dersler. Notları da Melisa verir bana zaten.
Ben olur manasında kafamı salladım. Sonra üçümüz arabaya bindik. Arkaya oturdum. Okula geldiğimizde hemen indim ve giden arabanın arkasından el salladım.