46. BÖLÜM

498 21 104
                                    

Melisa: Yapılan tahlil ve gözlemlere göre hastada gebelik gözlenmemiştir. Napalım, ölüm değil ya.

Ben: Ben de senden bu olgunluğu bekliyordum sevgilim. Dediğim gibi, nasipten öte yol yok.

Melisa: Aşkım kendim için değil de, annem sorunca test yaptırmaya dediğimizde nasıl sevinmişti, ona nasıl söyleriz?

Ben: Hallederim ben merak etme.

Eve girdiğimizde herkesin yemek masasında bizi bekliyor olduğunu gördüm. Hemen ellerimizi yıkadık ve biz de masaya oturduk.

Annem: Noldu kızım, ne dedi doktor?

Melisa yüzünü bana çevirdiğinde ona sıcak bir gülümseme yolladım.

Melisa: Nasip değilmiş anne, olmadı bu sefer.

Annem: Olsun kızım, gençsiniz siz daha, üzülmeyin onun da zamanı gelir.

***

Yemekten sonra arkadaşlarla buluşma bahanesiyle evden çıktım. Yahya'nın yanına gittiğimi bir tek Melisa biliyordu. Hızlı hızlı yürüyerek Resul ve Recep'in birlikte işlettiği spor salonuna gittim.

İçeri girdiğimde salonun sandığımdan daha az kalabalık olduğunu fark ettim. Bir köşede hırsla önündeki boks torbasını yumruklayan bir adam gördüğümde fark ettirmemeye çalışarak onu izledim. Bir yandan da acaba Yahya buralarda mı diye etrafıma bakıyordum.

Adam bir anda elindeki eldivenleri çıkarıp yere fırlattı ve sonra duvara sırtını yaslayarak yere çöktü. Yüzünü görünce onun Yahya olduğunu fark etmiştim. Resul de benim baktığım yere bakınca Yahya'yı görmüştü. Ona ben hallederim anlamında bir işaret yaptım ve Yahya'nın yanına gittim. Ben de yanına çöküp oturduğumda beni fark etmediğini sanmıştım ama o beni görmüştü.

Yahya: Yusuf, git lütfen.

Ben: Kanka iyi misin diye-

Yahya: İyiyim, gördün, git şimdi.

Anlıyordum, biraz yalnız kalmaya ihtiyacı vardı. Ama onu tek bırakmayacaktım. Yanından kalkıp barfiks çubuğuna doğru ilerledim. Onu en rahat görebileceğim yer orasıydı.

Yahya'dan

Geceyi güneş siler
Beni senin hasretin
Tek başıma sanki
Mahşer yeriyim
Yüreğimdeki her yer
Bu evde seni bekler
Hadi çat kapı gel, sevineyim

Saat sabahın beşi ve ben aynı şarkıyı geceden beri belki milyonuncu kez dinliyorum. Neden mi, beni benden daha güzel ifade ediyor da ondan. Spor salonundan gece ikide geldim. Aslında daha kalacaktım, ama ben eve geri gelmeden Yusuf evine gitmeyecekti, keçi inadını bilirdim.

Şarkı bitip tekrar başlamıştı, ben de kurumuş boğazımla hıçkırıklar eşliğinde söylemeye çalışıyordum.

Ben vazgeçmemişken düşün
Olmaz olmaz bitanem
Düşün bizi ne olur
Yalvarırım terk etme
Başkalarındaki o aşk
Bizi mutlu eder mi?
Bizi ayırmaya yeter mi?
Aşkımız böyle kolay biter mi?

Bitmişti işte, kolayı zoru yoktu, bitmişti.

Geceyi güneş siler
Beni senin hasretin
Tek başıma sanki
Mahşer yeriyim

Ciğerim cayır cayır yanıyor Erva, görmüyorsun! Sabahki o kavgamız, bana o nefret dolu bakışların her hatırladığımda yüreğimi öyle bir deşiyor ki! Kimin yüzünden bu haldeyim peki ben? En sevdiğim yüzünden!

Sadece SenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin