Melisa'dan
Yusuf'a sarılmış uyurken bu sefer huzurlu anlarımızın katili çalan telefonumdu. Karanlıkta el yordamıyla telefonu buldum ve kimin aradığına bakmadan açtım.
Ben: Alo?
Selin: Alo merhaba Melisa. Sana bir şey söylemem lazım ama önce sakin ol tamam mı? Hatta istersen Yusuf'a ver telefonu.
Ben: Yusuf uyuyor bana söyle.
Yatakta oturur vaziyette Selin'in söyleyeceği şeyi bekliyordum.
Selin: Melisa hastaneye gelmeniz gerekiyor. Acil.
Ben: Noldu, yoksa Erva-
Devamını getirmedim, getiremedim.
Selin: Durumu gittikçe ağırlaşmış. Doktorlar uyuttuklarını söylediler. Biz bekliyoruz. Sabaha çıkacağı şüpheli dedi doktor.
Dediklerini anlamakta zorluk çekiyordum. Kulaklarımda büyük bir uğultu hakimdi. Selin birkaç bir şey dedi ama duyamıyordum onu. Telefon elimden kayıp gittiğinde gözlerim karardı ve yatağa geri düştüm.
Yazardan
Melisa bayıldıktan birkaç dakika sonra kendi telefonunun sesine uyandı Yusuf. Yahya onu hastaneye çağırdığında uyuduğunu sandığı eşini rahatsız etmemeye çalışarak hazırlandı ve evden çıktı.
***
Hastaneye geldiğinde bir koridorda bekleyen altı çaresiz insan gördü. Erva'nın annesi, babası, sevgilisi, Resul, Recep ve Ceren. Hepsi oturuyordu bir köşede. Yahya hariç. Buraya geldiğinden beri aynı koridoru kim bilir kaç kere turlamıştı?
Hep kendini suçluyordu, birkaç dakika önce girsem o eve, şimdi burda olmayacaktık diye. Yusuf'un geldiğini de ilk o farketti.
"Ne zamandır buradasınız?" Diye sordu Yusuf etrafındaki insanları izlerken. Her biri perişandı.
"Ben gece üçte geldim, diğerleri daha yeni geliyorlar." Dedi Yahya saatine bakarak.
Doktor kendisini aradığından beri buradaydı. Yoğun bakımın kapısından bir an olsun ayrılmamıştı. Yusuf onu rahatlatmak adına bahçeye çıkmak istedi. Diğerleri otururken ikisi hastane merdivenlerinden inmeye başladılar.
Diğerlerine su almak için kantine inen Selin merdivenlerde Yusuf'la karşılaşınca direkt Melisa'yı sordu.
Yusuf: Bir şey demedim ben ona. Ben gelirken uyuyordu.
Selin: Ama ben onu aradım, buraya çağırdım. Bir düşme sesi falan geldi, sonra ses gelmeyince ben de kapattım telefonu.
"Ve bunu sen şimdi mi söylüyorsun?" Diye gürledi Yusuf. Selin'e omuz atarak hızlıca merdivenlerden indi.
Yahya: Ne diye aradın lan kızı?
Selin: Sadece haberi olsun istedim.
Yahya: Ne dedin kıza!?
Selin korkarak cevap verdi.
Selin: Durumunun kötü olduğunu-
Yahya: AFERİN SELİN AFERİN! MELİSA DA KÖTÜLEŞİRSE ERVA'NIN YANINA GÖMERİZ ARTIK ONU DA!
O da hızla merdivenlerden indi ama Yusuf çoktan gitmişti. Peşinden gitmesine gerek yoktu, oturup burada bekleyecekti onları.
***
Yusuf eve geldiğinde yine sessiz olmaya çalışarak odaya girdi. Melisa hala bıraktığı gibi duruyordu. Hemen yanına çöktü. Onu sarsmaya başladı, ama Melisa bir tepki vermiyordu.