M: Yusufum şuraya da girelim mi?
Elimle Gratis'i gösterdim.
Y: Tamam hadi girelim.
Şuanda bir ruj standının önündeydik ve tam 56 çeşit renk vardı. Hepsi de birbirinden güzeldi. Elimde denemeye karar verdim. Elimde yer kalmamıştı ama daha denemem gereken 23 ruj daha vardı.
Y: Ya aşkım napıyosun?
M: Aşkım hangisini alacağıma karar veremedim ya.
Bir süre standa baktı.
Y: Bunların tanesi mi 2 lira?
M: Evet.
Y: Pahalı olması gerekmiyor mu?
M: Neden ki?
Y: Ne bileyim, genelde pahalı olur ya. Neyse, alalım sana 5 tane.
Biraz daha baktı ve şeftali rengi, kırmızı, bordo, mor ve pembe renkteki rujları bana verdi.
Y: Başka?
Etrafıma bakındım.
M: Başka bir şey... Yok sanırım ya.
Y: Tamam sen şimdi bekle beni dışarıda, ben ödeyip geliyorum.
Tam itiraz edecektim ki beni dışarı itti.
Y: İtiraz istemiyorum, dışarı.
Çaresiz dışarı çıkıp beklemeye başladım. Beklerken karşı mağazanın vitrininde çok güzel bir bere gördüm. Bere siyahtı ve üstünde sarı bir şimşek vardı. Yusuf'a çok yakışacağını düşündüm ve almak istedim. Yusuf daha kasa sırasındaydı. Hemen girip aldım ve hediye paketi yaptırdım. Paketi çantama sakladım ve yine aynı yerde Yusuf'u beklemeye devam ettim.
Yusuf'tan
Melisa'nın dışarı çıkmasını istedim çünkü benle gelirse biliyordum ki bana ödetmezdi. Kasada beklerken gözüme yeşil renkte, çok şirin bir çift panduf ilişti. Hemen alıp onu da sepete attım. Hediyemi koymak için hediye paketi de aldım ve paketlettirdim. Şimdi sorun bunu nasıl saklayacağımdı. En azından eve gidene kadar görmemesi gerekiyordu. En sonunda aklıma kendi poşetimin içine saklamak geldi. Paketi en dibe koydum ve tekrar dışarı çıktım. Melisa hemen çıkışta beni bekliyordu.Melisa'dan
Eve geldiğimizde saat çok geç olmuştu. Marketten aldıklarımızı yerleştirmek için mutfağa geçtim. Tam o sırada arkadan gözlerim kapatıldı. Gülerek ellerini indirdiğimde arkadan boynuma sarıldı ve çenesini omzuma koydu. Kafamı yan çevirip yanağını öptüm.Y: Sana bir sürprizim var.
M: Ne tesadüf, benim de sana.
İkimiz de güldük. Ardından beni kucağına alıp salona doğru yürüdü. Koltuğun üstünde bir hediye paketi vardı. Beni indirdi ve koltuğa oturdu. Ben de yanına. Hediyeyi aldı ve bana uzattı.
Y: Sana aldım güzelim.
Hediyeyi elinden aldım ve ona sarıldım.
M: Teşekkür ederim.
Paketi açtığımda yeşil panduflarla karşılaştım. Gerçekten çok güzellerdi. Hemen giydim ve ayağa kalkıp Yusuf'a gösterdim.
M: Ama Yusuf bunlar çok güzel.
Yusuf sadece gülümsedi. Mutfağa geri gidip çantamın dibindeki hediye paketini alıp geldim.
M: Ben de sana bunu aldım Yusufum.
Paketi alıp açtı.
Y: Oha!
Bereyi eline aldı ve öylece bakmaya başladı. Vereceği tepkiyi bekliyordum ama sanki taş kesilmişti.