41. BÖLÜM

373 19 61
                                    

Sabahın erken saatlerinde sırf kuaföre gitmek için kalkmış, kahvaltı niyetine birkaç şey yedikten sonra yola koyulmuştuk. Bizi almaya Yahya gelmişti. Söylediklerine göre Selin ve Ceren bizi kuaförde bekliyormuş. Yol boyunca kimse konuşmadı. En sonunda ben dayanamayıp Yusuf'u sordum.

Ben: Yahya Yusuf nerde?

Yahya: Bilmem, ben sabahtan beri hiç görmedim. Hem kendi nişanlını bana mı soruyorsun, arasana.

Gözlerimi devirdim.

Ben: Kendim arayabilsem sana sorar mıydım acaba? Sevgilin sağolsun telefonuma el koydu, sabahtan beri bir günaydın mesajı bile atamadım.

Yahya: Neden?

Ben: Ya neden olacak, yok uğursuzmuş, yok bilmem neymiş. Babaannem gibi geçti başıma.

Yahya: Öyle saçma şey mi olur ya? Bak benim telefonum yanındaki küçük çantanın içinde. Aç, ara konuş istediğin kadar.

Sevinçle telefonu almıştım ki Erva'nın bağırmasıyla ikimiz de yerimizden sıçradık.

Erva: YAHYA!

Yahya korktuğu için sesi titreyerek cevap verdi.

Yahya: E-efendim a-aşkım?

Erva gözlerini büyütüp ona bakınca Yahya tekrar konuşmaya başladı.

Yahya: Aa olur mu hiç öyle şey, düğünden önce değil birbirinizi görmek, sesinizi bile duyamazsınız.

Ben: Yahya abartma tamam ya. Ne saçma saçma şeyler anlamıyorum ki.

Erva elini arkaya doğru uzattı.

Erva: Sen çok konuşma da ver o telefonu bakiyim bana.

Elimdeki telefonu sinirle ona verdikten sonra cama doğru bakmaya başladım.

Ben: Görüceksiniz siz. Sizin düğününüzde ben de yapıcam aynısını.

Yahya: Ah be Ervam yaktın bizi.

Erva: Nolacak ki, hem ablacım kıyamaz ki bana, değil mi canım ablam?

Ben: Neden kıymayacakmışım? Siz bana kıyıyorsunuz ama?

Böyle tartışa tartışa sonunda kuaföre gelmiştik. Ben içeri girer girmez Erva'dan önce beni aldılar. İki yanımdaki koltuklarda ise Ceren ve Selin'in saçı yapılıyordu. O sırada Erva da arkadaki koltuğa oturmuş, benim telefonumla oynuyordu. Küçük bir kahkaha attı ve sonra yerinden kalkıp telefon ekranını bana gösterdi.

Tam 23 cevapsız arama ve 12 tane mesaj vardı, hepsi de Yusuf'tandı.

Ben: Erva nolur ver bak bari bir mesaj atayım nolur.

Erva: Hayır.

O tam yerine oturacakken tekrar telefon çalmıştı. Ama bu sefer Erva'nın telefonuydu.

Erva: Şimdi de görüntülü arıyor.

Telefonu açtı.

Erva: Aa naber enişte?

Yusuf: HİÇ İYİ DEĞİLİM! MELİSA NERDE, NİYE BAKMIYOR TELEFONLARINA ÇABUK SÖYLE YOKSA HEPİNİZİN SAÇINI BOZARIM!

Ben: Burdayım Yusuf ama aldı telefonumu vermiyor valla arayacaktım seni.

Erva güldü.

Erva: Duymuyor ki seni şu an. Mikrofonu kapattım yaşasın kötülük.

Yusuf: Erva cevap versene!

Erva: Ya enişte bir sakin ol, burda ablam.

Yusuf: Niye açmıyor telefonunu?

Erva: Telefon bende çünkü. Kuaförde saçı yapılırken sende kalsın dedi.

Sadece SenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin