BÖLÜM 4

48 5 36
                                    

Yusuf'tan

Gece Defne'nin ağlamasına uyandığımda saat dörde geliyordu.

Melisa: Kızım hadi uyu artık ama ya..

Arkamı dönüp onlara baktığımda Melisa'yı yatakta oturur halde buldum. Defne'yi omzuna yaslamış susturmaya çalışıyordu.

Ben: Noldu yavrum?

Melisa: İki saattir uyutmaya çalışıyorum, kucağımdan bıraktığım an ağlamaya başlıyor ya.

Ben: Ee dünyanın en güzel yeri varken kim ister ki yatakta uyumayı?

Doğrulup gülümsediğimde o da tebessüm etti. O kadar yorgundu ki gözlerini zor açık tutuyordu.

Ben: Aşkım bana ver Defne'yi istersen, sen de biraz uyu, perişan olmuşsun.

Hiç itiraz etmeden bebeği uzattı, kucağıma aldım.

Melisa: Bişey olursa uyandır hayatım, iyi geceler.

Ben: İyi geceler yavrum.

Sonra Defne'nin hiç de uykulu görünmeyen o haline bakıp güldüm.

Ben: Tabii böyle bir şey mümkünse..

***
Sabaha kadar nöbet değiştirerek buna devam etmiştik. Gün doğduktan sonra şükür ki huysuz kızım bizi azat etmişti.

İki saat kadar daha uyuduktan sonra kahvaltı için kalktık. Berk'in bana bakıp bakıp gülmesi sinirimi bozdu, babam başka bir yere bakıyorken sertçe sırtına vurdum.

Berk: Olm ahahahahhaha noldu lan sana kamyon çarpmışa dönmüşsün

Ben: Ben sana bi çarpıcam şimdi o olucak kapa çeneni

Sevda başını iki yana salladı.

Sevda: Yusuf boşver onu sen. Ne anlar öküz, bir defa bile uykusu bölünmedi ki.

Ben: Lan hayvan kıza mı yıktın tüm sorumluluğu, ayıp be.

Berk: Yoo, gayet de uyanıyodum.

Sevda: Evet, Sevda kalk bebek ağlıyor demek için.

Ben gülerken annem ve ablam mutfağa girdi. Ablam her zamanki gibi surat yapınca benim de yüzüm düşmüştü. Bunu farkeden Melisa elimi tuttu.

Melisa: Bugün her şeyi anlatıyorsun ve bu saçmalık bitiyor, tamam mı?

Başımı salladım ve telefonumu çıkarıp Yahya'ya gelmesi için mesaj attım. O gün beni bulan oydu, anlatacak şeyleri olabilirdi.

Ablam Alya'ya bakma bahanesine kalkıp gitti. Odaya girdiğinde kapıyı öyle bir çarptı ki hepimiz yerimizden sıçradık, hemen ardından kızımın ağlaması duyuldu zaten. Melisa onun yanına koşarken ben de sinirle ayaklanacaktım ki annem tuttu.

Ben: Anne yeter ama. Bendeki sabır da bir yere kadar. Ne istiyor benden bıktım yemin ederim yıldım ya.

Annem: Ben de bir bilsem oğlum.. Ah bir bilsem..

Annem beni tutmuştu ama o sinirle babam direkt kalkıp gitmişti. Bir süre sonra odadan bağırışlar yükselmeye başladı. Ablam kendini dışarı attı ve üstüme yürüdü.

Ablam: YA YUSUF NE İSTİYORSUN BENDEN NE! NE DİYE DOLDURUP DURUYORSUN İNSANLARI BANA KARŞI!

Kaşlarımı çatıp bir adım da ben attım.

Ben: Biliyor musun aynı soruyu ben sana soracaktım. Kocan kirli işlere bulaştı dediğimde kuytu köşede beni dövdürdün, bıçaklattırdın, sonra da sahte raporla hastanelik ettin. Bunları yaparken sen benden ne istiyordun?

Sadece SenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin