Yusuf beni öpmeye devam ederken koltuğa yatırdı ve üstüme uzandı. Yavaşça benden ayrıldı ve mesafeyi açmadan gözlerime baktı. Gözlerinin en derinine bakmak istedim. O görüntüyü ilmek ilmek hafızama nakşettim. Gerçekten çok özleyecektim bu ela gözleri. Elim saçlarına gitti. Bu ipek saçları da çok özleyecektim.
Ben çok özleyecektim rüyamdaki bu güzel gözlü çocuğu...
FLASHBACK
Son kalan kişiye geldiğinde sıra, yavaşça ayağa kalktı.Tipi tuhaf gelmişti aslında biraz, bir erkeğe göre fazlasıyla uzun saçları, uzaktan bile farkedilen sapsarı gözleri, oldukça yakışan küpeleriyle aslında yakışıklıydı. Baktığımı fark etmiş olacak ki göz kırptı ve hocaya döndü:
"Yusuf Aktaş"
FLASHBACK SONYusuf: Daldın gittin yine.
Ben hafif doğrulunca üstümden kalktı.
Ben: Şu bardakları götüreyim.
Tepsiyi alıp hızlı adımlarla mutfağa indim. Yusuf gülerek arkamdan geliyordu.
Yusuf: Kaçma daha cezan bitmedi.
Bardakları makineye koyduktan sonra Yusuf'a döndüm. Sırıtarak bana yaklaştı.
Ben: Ne güzelmiş benim cezam ya.
Yusuf: Beğendiysen ne mutlu güzelim.
İki elini tezgaha dayadı ve yüzünü yüzüme yaklaştırdı. Tam öpeceği sırada kapı çaldı ve ben hızla Yusuf'tan kurtulup kapıyı açmaya gittim. Kapıyı açmadan önce dürbünden baktığımda kimseyi göremedim. Kapıyı açtım ve etrafıma bakındım. Kimse yoktu.
Yusuf: Kim gelmiş?
Kapıyı kapatıp mutfağa geri döndüm.
Ben: Kimse yok.
Yusuf: Yanlış basmışlardır ya boşver.
Ben: Yusuf apartmanda değiliz yanlış basmış olamazlar.
Yusuf: Güzelim doğru basmış olsalar birdaha basarlardı, boşver ya.
Ben: Ama Yusuf-
Yusuf: Şişşt, biraz daha konuşursan öperim.
Ben: Öyle mi? E o zaman ben hiç susmam ki.
Yusuf'u öpmeye başladığımda biraz daha üstüme yürüdü ve beni tezgaha yasladı. Beni belimden tutup tezgaha oturttuğunda kapı tekrar çaldı. Yusuf'tan ayrılmaya çalıştım ama o izin vermedi. Kapı defalarca çaldı. En sonunda Yusuf ayrılarak sinirle kapıya bakmaya gitti.
Yusuf: Kapıyı çalacak zamanı buldu lavuk! Çağırsam düğünüme gelmez, böyle zamanda geleceği tu- Yahya!
Yahya: Biz geldik!
Yusuf: Hoşgeldiniz!
Yusuf kapıdan çekilince hepsi içeri girdi.
Yahya: Kanka bu arada çağırmasan da gelicez o düğüne haberin olsun.
Yusuf: Gelin tabi oğlum ben şakasına dedim, öyle dimi Melisa?
Dalga geçer gibi konuştum.
Ben: Hıhı evet şakaydı.
Yusuf'un yanından geçip kızlarla sarıldım. Daha sonra onları içeri davet ettim. Hep beraber salona oturduk. Ben mutfağa gitmek için kalktım.
Ben: Ne içersiniz?
Recep: Farketmez yenge.
Yahya: Aynen farketmez.
Yusuf: Çay koy sen çay.