20. BÖLÜM

450 19 26
                                    

Buraya benimle alakalı sormak istediklerinizi yazabilirsiniz.

Melisa'dan
Annem geldi, kimsenin haberi olmadan beni Malatya'ya götürdü, orda da iş ortaklarının birinin oğluyla beni evlendiriyordu. Evlenmek istemiyordum ama her şey benim iradem dışında gelişiyordu. En sonunda düğün günü gelmiş, nikah masasına oturmuştuk. Nikah memuru o malum soruyu bana yönelttiğinde bir anda Yusuf koşarak gelip salonun tam ortasında durdu. Bana bakıp kafasını olumsuz anlamda iki yana salladı. Nikah memuruna hayır deyip masadan kalktım ve Yusuf'a doğru koştum. Kavuştuğumuzda iki el silah sesi ikimizi de yere sermişti. Beni annemin, Yusuf'u da damat olacak herifin vurduğunu görmüştüm. Etraftan yükselen çığlık seslerine aldırmadan zorla Yusuf'un yanına ulaştım ve dudaklarına uzandım. Bir veda öpücüğü vermek için... Bana bakıp son kez gülümsedi ve yavaşça konuştu: "Seni başkasına yar etmem demiştim."

Kan ter içinde uyandığımda ilk yaptığım yanımı kontrol etmek olmuştu. Yanımda Yusuf'u göremeyince bir an tedirgin oldum ama sonra kendi evimde olduğumu hatırladım. Hemen yataktan kalkıp Yusuf'a anlatmak için gördüğüm rüyayı unutmadan telefona kaydettim.

Üstümü değiştirip odadan çıktım. Mutfağa gittiğimde herkes kahvaltı yapıyordu.

Ben: Günaydın.

Herkes: Günaydın.

Hep beraber kahvaltımızı ettikten sonra sofrayı topladım ve salona döndüm. Tam koltuğa oturacaktım ki içeriden halamın sesini duydum.

Halam: Kızlar!

Üçümüz benim odama gittik. Halam odanın ortasına oturmuş, önüne bir valiz açmış, onu karıştırıyordu.

Halam: Hah, geldiniz mi, Melisa bak sana neler aldım!

Halamın yanına oturdum.

Ben: Gerçekten merak et- HALA BU NEE!?

Halam elinde tuttuğu kan kırmızısı geceliğe bakıp sırıtıyordu. Kızlar da gülmemek için kendilerini zor tutuyor gibiydiler.

Halam: Ne var kız! Çeyizine aldım işte. Sanki hiç lazım olmayacak.

Yüzümü ellerimle kapattım. Halam daha valizden bir şeyler çıkarmaya devam ediyordu.

Halam: Bak beyaz da aldım, siyah da var.

Ben: Hala sen bana sadece gecelik mi aldın?

Halam göz devirdi.

Halam: Tabii ki hayır.

Valizden beyaz, yumuşacık bir battaniye çıkardı.

Halam: Bebek battaniyesi de aldım.

Battaniyeyi elime alıp bakmaya başladım.

Ben: Hala bu çok güzel.

Halam: Dimi? Ben de çok sevdim. Düşünsene, böyle küçücük bir bebeğin olacak, pamuk gibi saracağız içine.

Halam konuşurken ben çoktan hayallere dalmıştım bile.

Sevda: Kızım kendine gel, Yusuf'a bile böyle bakmadın ya.

Tam o sırada telefonum çaldı. Yatağıma oturup telefonu açtım.

Ben: Efendim canım?

Yusuf: Nasılsın güzelim?

Ben: İyiyim sen nasılsın? Nasibe Anneler gitti mi?

Yusuf: Evet az önce gittiler. Ben de size geliyorum, seni almak için. Sana bir sürprizim var.

Sadece SenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin