Çok uyumanın verdiği uyuşuklukla yavaşça gözlerimi açtım. Kısa bir süre etrafa bakındıktan sonra hala Yusuf'un göğsünde yattığımı farkettim. Kafamı hafif kaldırıp yastığa koyduğumda bir ses duydum.
Yusuf: Gitme!
Uyandı sandım ama uyuyordu.
Yusuf: Melisa lütfen!
Sanırım kabus görüyordu. Uyandırmaya çalıştım.
Ben: Yusuf gitmiyorum bitanem bak burdayım.
Yusuf: Gitme, gidersen ölürüm, gitme!
En sonunda bağırarak yataktan fırladı.
Yusuf: MELİSA!
Bir an etrafına bakındı ve beni gördü.
Yusuf: Burdasın.
Bana sımsıkı sarıldı.
Yusuf: Gideceksin diye çok korktum. Nolur gitme, affet beni.
Elimi saçlarında gezdirerek onu sakinleştirmeye çalıştım.
Ben: Gitmiyorum sevgilim, burdayım. Hem ben affettim seni.
Yusuf: Ama rüyamda gidiyordun, arkana bile bakmadan gidiyordun.
Boynunu öpüp onu geri yatırdım. Ve tekrar göğsüne yattım. Kalbi, kalbi ne kadar hızlı atıyordu öyle! Bu kadar korkmuş muydu gerçekten?
Bir süre sonra artık kalkmamız gerektiğini farkettim.
Ben: Hadi Yusufum gel kahvaltımızı edelim.
Yusuf: Bugün hiç kalkmasak, böyle kalsak, olmaz mı?
Ben: Aşkım yetişmemiz gereken bir nikah var, öyle olmasa ben de kalkmam.
Yusuf derin bir iç çekti.
Yusuf: Keşke yetişmemiz gereken nikah bizim nikahımız olsaydı.
Ben: O da olacak merak etme. Hadi kalkalım artık.
Yusuf'u elinden tutup mutfağa sürükledim. Mutfağa girdiğimde kahvaltının hazır olduğunu farkettim. Yusuf gülümsüyordu.
Ben: Yusuf sen... Ya sen çok tatlısın.
Yusuf: Beğendin mi?
Kafamı salladım. Ne zaman hazırladığı sorusu kafamı kurcalasa da bu anı bozmamak için sormadım.
Yusuf'la oturup kahvaltımızı ettik ve ardından hazırlandık. Uzun, çizgili bir tulum giymiştim. Zimba'nın yanına gidip suyunu ve mamasını kontrol ettim ve ayakkabılarımı giyip Yusuf'u beklemeye başladım. O sırada Sevda konum atmış, çabuk olmamızı söylemeyi unutmamıştı.
Ben: Yusuf, hadi canım biraz çabuk ol.
Yusuf: Geldim güzelim.
O da gelip ayakkabılarını giydi ve dışarı çıktık. Yakın olduğu için yürüyerek gitmek istedik. Elimi sımsıkı tuttu ve kulağıma eğildi.
Yusuf: Keşke arabayla gitseydik.
Etrafıma baktığımda birçok erkeğin bana baktığını gördüm. Dikkatli baktığımda bana değil, arkamdaki bir şeye baktıklarını farkettim.
Ben: Yusuf bana bakmıyorlar.
Bir yandan da neye baktıklarını öğrenmeye çalışıyordum.
Yusuf: He he kesin bakmıyo-
Kalabalığın arasından neye baktıklarını görmemle gözlerimi büyüttüm.
Ben: YUSUF TALADRO! TALADRO GELMİŞ!