Yusuf: Sevgiliim, uyan artık, gelmek üzereyiz.
Duyduğum sesle yavaşça gözlerimi araladım.
Yusuf: Hadi uyan güzeliim, bak nereye geldik.
Gerinip yavaşça doğruldum. Yusuf dikiz aynasından bana bakıyor ve gülümsüyordu.
Yusuf: Günaydın bitanem.
Direksiyonu bırakıp sol elini sağ omzunun üstünden bana doğru uzattı. Elini tuttuğumda çekip öptü ve yanağına yasladı.
Yusuf: İyi hissediyor musun kendini?
Ben: Çok iyiyim aşkım.
Yusuf: Özür dilerim uyandırmak zorunda kaldım, kahvaltımızı dışarıda yapalım diye düşündüm, olur mu hayatım?
Başımı salladım.
Ben: Olur canım.
Yol boyunca elimi tutmaya devam etti, ben de onu izlemeye. Doyamıyordum güzel yüzüne bakmaya. O kadar güzel, o kadar hoştu ki...
Başparmağımı hareket ettirip yanağını okşadığımda bana gülümsedi.
Ben: Nereye gideceğiz aşkım?
Yusuf: Her zaman gittiğimiz yere güzelim. Boğazın ordaki küçük kafe gibi yere.
Karnımda hissettiğim keskin ağrıyla iki elimi de karnıma bastırdım. Canım çok yanıyordu. Derin derin nefes alarak geçmesini bekledim.
Yusuf: Melisa noldu? İyisin değil mi? Güzelim ses ver. Bak sakinleş hastaneye gidiyoruz sakin ol tamam mı?
Ben: Yu-yusuf d-dur.
Yusuf hemen uygun bir yerde durunca kapıyı açıp derin derin nefes aldım. Hemen geldi yanıma, elimden tutup arabadan indirdi.
Yusuf: Miden bulanıyor değil mi sevgilim? Sakin ol, geçecek.
Boğazımda hissettiğim acı tatla Yusuf'u itip ağacın dibine kustum. Boğazım kesilmiş gibi acıyorken başımı ağaca yasladım. Bir elim hafifçe büyümüş karnımdaydı.
Yusuf gelip sırtımı okşarken sakinleşmiştim.
Yusuf: Daha iyi misin güzelim?
Ben: İ-iyiyim.
Başımı kaldırıp yüzüne baktım, tedirginliği gözlerine ve hatta bakışlarına yansımıştı.
Ben: Aşkım korkma, iyiyim ben.
Elindeki peçeteyle ağzımı sildi. Peçeteyi attı, bana sımsıkı sarıldı.
Yusuf: Bir aya kalmaz bunlar da bitecek canımın içi. Ondan sonra tadını çıkaracaksın bu sürecin.
Ben başımı salladığımda elini karnıma yerleştirip okşadı.
Yusuf: Biraz büyümüş sanki?
Gülümsedim.
Ben: Evet babası, büyüyor bebeğimiz.
Öyle güzel güldü ki bu dediğime, sonsuza kadar zaman dursun istedim.
Yusuf: Güzel bebeklerim benim, iyi ki yanımdasınız. İyi ki benimsiniz.
Yanağıma bir öpücük kondurdu.
Yusuf: Artık gidelim mi?
Ben: Tamam gidelim.
Arabaya tekrar bindik. Yusuf çalıştırdı ve yola çıktık.
***
Kahvaltımızı yaptıktan sonra hemen evimize döndük. İçeri girer girmez Yusuf beni kucağına aldı. Korkup boynuna sarıldığımda güldü.