🕊..71

576 38 3
                                    

Naci ve Karan baba oğul çıkarlar evden.
Karan babasının boynuna sarılır. Etrafina
bakar hayran hayran. Gökyüzünün
altında olmak çok iyi hissettirir ona da.
Sanki tüm acılardan sonra gelen umut
Işığı olduklarını hissetmiş gibi gökyüzüne aşıktır o da. Babası gibi gökyüzünü andıran gözleriyle bakar yukarıya doğru. Eliyle işaret edip bağırır.

K: Gökkyüjüüüü!

Oğlunun bu tepkisine ağzı açık kalır
Naci'nin. Gururla bakar. Karan'ın
gökyüzünü gösteren O işaret parmağını
öper.

N: Sen gökyüzünü çok mu seviyorsun?

Karan başını sallar heyecanla. Naci hayranca bakar oğluna. Gökyüzüne kaldırır başını. Masmavi, dinlendiren o telaşsız, rahatlatıcı görüntü ona da huzur verir. Oradan göç eden kuşlar aynı anda toplu halde geçince Karan ilk kez gördüğü bu görüntü karşısında şok olur. Minik tepkileri çok tatlıdır.

N: Bak oğlum.. Kuş onlar. Annen çok sever biliyor musun? Bir kuşu sever.. Bir de papatyayı...  Çokça da bizi...

Karan anlamış gibi sarılır babasına daha çok. Naci yüzünde kocaman gülümsemeyle güçlü kollarına daha da sarar miniğini. Beraber doğruca fırına giderler. Fırın dükkanının kapısından girer girmez yeni pişmiş hamur kokuları yayılır etrafa. Naci'yi daha da acıktırır bu.

N: Kolay gelsin.

X: Buyrun hoşgeldiniz.

N: Yeni çıkanlardan 2 ekmek alabilir miyim usta? Bir de 4 simit. Çıtır olanlardan olsun ama.

X: Hepsi yeni çıktı zaten. Hemen veriyorum.

Usta Naci'nin istediklerini poşetler. Hazırladığı poşetleri uzatırken etrafa merakla bakan Karan'a güler.

X: Maşallah pek de tatlı.

N: Teşekkür ederiz.

Diyip parayı uzatır Naci. O an çalan telefonla eli telefona gider Naci'nin.

N: Annen arıyor oğlum.

K: Aynnee.

N: Alo Safiye'm.

S: Naci nerdesiniz?

N: Fırındayız ne oldu?

S: Heh iyi daha çıkmamışsınız. Gelirken görmüştüm fırının yanında bir market vardı. Ordan da bizimkilerin mamasından alır mısın Naci? Apar topar çıktık ya fark etmemişim az kalmış.

N: Alırım tabi Safiye'm ama..

S: Ama?

N: Sanırım mamadan başka şeyde oğlumuzun gözü şuan.

S: Neyde?

Naci pastalara bakan oğluna güler.

N: Pastaya bakıyor.

S: Naci daha tadını bile bilmez ki Karan.

N: Renkleri hoşuna gitti sanırım.

Safiye güler.

S: Ay yok pastayı kim yaptı nerden bilicez. Ama oğlumun gözü orda kalmasın da.. Biz şey yapalım.. Marketten pasta malzemeleri de alın da ben evde yaparım size.

Bu fikir Naci'nin çok hoşuna gider. Ailecek bir şeyler yapmak hep iyi hissettirmiştir ona.

N: Tamam karıcım biz alıp geliriz beraber yapıcaz ama bak.

S: Tamam bekliyoruz kızımızla.

Telefonu kapatırlar. Safiye karnını yeni doyurduğu kızına bakar. Karnı doyunca yüzü gülmüştür. Annesinin kucağında çıkar odadan. Safiye salona doğru gelir. Kızını bırakır halının üzerine. Koltuktan düşmesinden korkar. Perdeleri açmaya gider. İçeri güneşin girmesine izin verir.

S: Babanla kardeşin de gelir şimdi güzel kızım.

Arkasını döndüğünde Nazlı'nın ellerinde o kitabı görür.. "BÜYÜK SAAT"...
Yüzüne kocaman gülümseme yayılırken yaklaşır kızına. Kucağına alır tekrar.

S: Bana mı benzedin bilemem ama babanla bize çok benzemişsin...

Diyip öper minik saçlarından. Nazlı gülümser şirin şirin. Etrafına bakar. Babasını ve Karan'ı arar gözleri. Sorgular gibi bakar annesine.

N: Bayybaaa? Kayaaann?

Der ellerini iki yana açarak. Tepkisine kahkaha atan Safiye çalan kapıyla beraber kalkar yerinden.

S: Geldiler kızım. Bak. Gel karşılayalım onları.

Diyip çalan kapıyı açmaya gider. Açtığında tek kolunda oğlu diğerinde poşetler olan kocasına gülümser ışıl ışıl.

S: Hoşgeldinizzz.

Karan annesine kocaman sırıtıp yoldan aldıkları bir papatyayı uzatır. Safiye oğlunu da kucaklar.

S: Ne şanslı bir kadınım ben ya.

N: Şanslı olduğunuz kadar güzelsiniz de Safiye hanım.

S: Diyorsun?

N: Diyorum.

Naci göz kırpıp girer içeri. Poşetlerle mutfağa geçerken Safiye de bebeklerini pusetlerine bırakıp kocasının peşine gider. Aldıklarını beraber yerleştirirler. Sonra da el birliğiyle sofrayı kurarlar. Harika bir kahvaltının ardından yine yardımlaşarak toplanır sofra. Naci'nin daha önce dediği gibidir tam da her şey.. Naci hatırlar o sözleri...

"Ben imkansız bir şey mi istiyorum Safiye? Sen seni beklerim derken yalan mı söyledin bana? Camdan cama komşuculuk oynamak için mi yaşadık biz onca şeyi? Safiye'm... Mutfağa giremezsem çayını nasıl demliycem? Eline nasıl dokunucam? İzin ver birbirimize vitamin olalım"

"İlerlememiz, yol almamız lazım.. Ki seninle aynı mutfağa, bizim mutfağımıza girebilelim. Beraber. Safiye, bizim evimizde her şeyi beraber yapıcaz. Yemeği beraber yapıcaz. Çamaşırları beraber yıkıycaz. Ütüyü.. Temizliği... Her şeyi yan yana beraber yapıcaz. Hayatı yüküyle, neşesiyle beraber sırtlıycaz. Yoksa hiçbir anlamı olmaz çünkü."

Yemekten sonra birer bardak çayla otururlar bahçelerinde. Yeni açmış papatyaların kokusu mest eder onları.

S: Naci.. Biliyor musun burda çok huzurluyum... Sanki tüm dertleri o apartmanda hapis etmişim gibi...

N: Çünkü burası bizim dinlenme durağımız...

Safiye heyecanla konuşur.

S: Bugün Nazlı'nın elinde o kitap vardı.. Bizim kitabımız. Büyük saat.

Naci tebessüm eder.

N: Karan'da.. Göğe baktı... Gökyüzü dedi...

İkisi de kocaman gülümserken karan gökyüzünü duyunca heyecanla gökyüzünü gösterip bağırır.

K: Kuşş bakk!!!

Nazlı heyecanla bakar. O da gökyüzünü gösterir..

N: Kuşşş aynneee!! Bakk Baybaaa!!! Aaa

Papatya KadınHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin