Naci ve Han'ın yurt dışına gitmesi için biletler alınmış ve biletin günü gelip çatmıştır. Valizi merdivenlerden bir bir indiren Naci'ye seslenir Safiye'si.
S: Naci dikkat et hayatım bir yerini inciteceksin ağır zaten.
N: Yok karıcım ağır değil. İndirdim bile bak.
Merdivenlerin bitiminde valizi kapı ağzına koyar Naci. Sonra da kendine hüzünle bakan eşine döner. Gözlerinde eksikliği hissetmesi uzun sürmez.. Bu Safiye'ye ikinci gideceğini söylemesidir. Bu gidiş geri dönüşü olan kısa süreli bir ayrılık olsa da bir önceki gidişinde hastalığı için sevdiği kadından uzak kalmaya razı gelmiştir.. Gönlü razı gelmese de... Safiye'nin gözlerine bakarken hatırlar o zaman ki konuşmaları...
"Safiye.. Ben yarın burdan gitmiş olucam."
..
"Başardıklarını sakın unutma. Dışarı çıkmaya devam et. Hayata karışmaya... Sakın vazgeçme."
"Tamam! Çıkarım. Oldu. Kiminle çıkarım dışarı mesela? Nereye giderim? Ben artık o perdeye bile dokunamam. Korkarım. Karşımda senin penceren var çünkü. Hadi pencereyi geçtim! Kafamı çeviririm, görmem. Peki ya bu kapıdan dışarısı? Onu napıcaz Naci? Yukarda... O göğün olduğunu bilerek ben... Ben evde iyiyim çıkmam gerek yok boşver."
"Safiye, yapma ne olur."
"Güle güle. Allah yolunu açık etsin."
🕊🕊🕊🕊🕊🕊🕊🕊🕊🕊
Naci şimdi geçmişin de etkisiyle yüreği daha da yanarak bakar sevdiği kadına. Ona doğru kendinden emin adımlar atar. Birden sarar güçlü kollarını ona. Onsuzluğun ne kadar berbat bir duygu olduğunu bildiğinden her veda ağır gelir ona. Aslında bu bir veda değildir. Yine de değil bir hafta bir dakika bile uzak kalamaz bu papatya kokulu kadından.
Safiye ise yine göğsüne oturan o ağırlıkla kalmıştır. Çocukları anlamasın diye kendinden ödün vermemelidir. Kendine Naci birden sarılınca öylece kalakalır. Artık belli etmemesi imkansızdır. Kollarını sıkıca sarar sevdiği adama. Gözlerini kapatır. Kokusunu içine çeker derin derin. Gözlerinde birikir daha şimdiden hasret yaşları.
S: Naci...
N: Hayatım...
S: Bana bak orda kendine çok iyi bakıyorsun. En erken de ne zaman gelebiliyorsan o zaman geliyorsun.
N: Demene bile gerek yok ki Safiye'm. Senin kokunun olmadığı yerlerde nefes alamam ki ben.
S: Ben de...
Daha sıkı sarılırlarken ikizler de koşar babalarına.
Nazlı: Baybammm.
K: Baybaaa gitmeşenn oymaş mıı?
N: Ben sizden ayrı kalabilir miyim hiç? Bu kadar üzülmeyin ama. Beni de üzüyorsunuz. Sadece bir kaç gün... Söz verin bana annenizi üzmek yok anlaştık mı?
Nazlı: Anyaştıkkk.
Naci kızından cevabı alınca tebessüm edip saçlarından öper. Sonra da oğluna bakar.
N: Sanırım seninle anlaşamadık babacım? Hm?
K: Amaa baybaaa aynemii üşmeyiş ama aynem şen yokken şatenn üşüycekkk.
Naci bir an yutkunamaz bile. Safiye içeriden Duru'yu da alıp gelmiştir ki duyar Karan'ın dediğini. Üzmek istemez kimseyi.
S: Babanız gidip gelsin.. Ailecek yine çok güzel günlerimiz olacak. Bunları düşünün. Üzülmekk yokk.
K: Şöş müü?
N: Baba sözü.
K: Anyaştıkk o şamann. Çünküü benimm baybamm şöşleyini tutay.
Naci, Nazlı ve Karan'a aynı anda sarılıp ikisini de öper. Sonra da ayağa kalkıp Duru'yu alır kucağına. Duru daha bir şey anlamadığından kendine bakan babasına hemen gülücük saçmaya başlamıştır. Bu Naci'ye tebessüm ettirir. Kokusunu ciğerlerine doldurur miniğinin. Sarılıp öper onu da.
Bir gün öncesinden gelip de bir süreliğine eve yerleşen apartman halkı da yolcu etmek için gelmiştir yanlarına.
Han: Hadi Naci hazırsan çıkalım artık geç kalıyoruz.
N: Hazırım çıkalım.
Hikmet kızının gözlerinde gördüğü o hüznü fark eder.
H: Safiye ağlama kızım. Kocan kaçmıyor ya.
S: Baba zamanı mı ya?
Neriman: Abla babam haklı. Geri gelecekler hemen biliyorsun.
S: Ay gelmeyin üstüme da. Üzülürüm tabi. Biri kocam biri kardeşim.
N: Baba Safiye'm ve çocuklarım size emanet.
H: Merak etme damat. Gözün arkada kalmasın.
G: Enişte hem akşam Esat da gelir. Biz burdayız merak etmeyin siz.
H: Aman o cimri damat gelse nolur. Ben bakarım torunlarıma.
G: Ay aşk olsun baba ya sana da hiç yaranamıyor benim kocam.
Nazlı bakış atar. Tatlı tatlı dayısına yürür. Kollarını açar
Nazlı: Dayıcııımmmm.
Han kendine kollarına uzatan yeğenine güler.
Han: Söyle prenses.
Nazlı: Ay beniii kucağınaaaa.
Han eğilip Nazlı'yı alır kucağına. Tatlı tatlı bakar.
Nazlı: Şimdiii beynnn diyoyumm kiii.
Herkes merakla izlerler.
Han: Ne diyormuşsun küçük hanım?
Nazlı: Şenn tekkk gitşenn baybamııı bıyakşan bişle buyda.
Tüm aile aynı anda kahkaha atsa da Safiye ve Naci'nin gülüşü buruktur.
Han: Dayıcım o pek mümkün değil. Hem ne çabuk sattın beni?
Nazlı: Çikoyta alıyşan şatmayabiliyim beyki şeni de.
Han: Abla bu kız aynı sen. İşini biliyor.
S: Anasının kızı.
İsteksiz de olsa hepsi dışarı çıkar. Bagaja yerleştirirler eşyaları. Herkes vedalaşmaya başlarken Naci çocuklarını tek tek öpüp karısına yaklaşır. Sımsıkı sarılır.
S: Seni çok seviyorum...
N: Ben de güzelim... Gökyüzü çatlasa bile, geri dönüş yolu senin kalbin...
Sevmek ve yalnızca sevmek için. Senin için.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Papatya Kadın
Romance🌼Hayallerimi Sığdırdım Bir Papatyanın Kokusuna...🌼 🕊 ...papatya gibi kokuyorsun...🕊