Papatya Kadın

🕊..135

🕊🕊 7 AY SONRA 🕊🕊

Safiye salonundaki yumuşacık olan en rahat koltuğa yayılmış, ayaklarını uzatmıştır. Bir yanında Nazlı'sı, diğer yanında Karan'ı vardır. İki bebeğinin eli de annelerinin karnındadır. Meraklı gözlerle süzerler Safiye'yi.

Nazlı: Aynee ne şaman geycek?

K: Eveytt aynee çokk meyakk ediyoyuş onuu.

Nazlı: Bayna mı benşey acabaa?

K: Hayıyy baynaaa!

Nazlı: Biş ikişiş akıyyım. Bayna benşeyşe şana da benşey.

K: Heee oluy o şamann. Şana benşeyebiliy.

Safiye kahkaha atar hallerine.

S: Siz kardeşsiniz. Tabii size benzeyecekl kardeşiniz. Doğmasına da çok az kaldı.

K: Ye kaday aş meşeya?

S: Çokk az annecim. O ne zaman isterse yani.

Nazlı: İyatçıı mıı bişim giybii? O da mıı naşyanıyo?

S: Kardeşiniz karnımdaki gelişimini tamamladı. Bu yüzden istediğinde aramıza karışacak.

Nazlı yaklaşır  annesinin karnını öper.

Nazlı: Geyyy tanışayımmm.

Bebek tekme atar anne karnında hareketlenmeye başlar.

S: Bak kızım. Kardeşin sana tepki veriyoe gördün mü?

K: Bişi çok şevdiğinden diymi ayne?

S: Evet annecim. Abimi de ablamı da çok seviyorum demek istiyor.

Kaan da sevinçle öper annesinin karnını. Daha şimdiden bu 3 minik kardeş arasındaki bağ çok özeldir. Safiye önce oğlunun sonra da kızının saçlarından öper.

S: Aşklarım benim!

K: Baybam ne şamam geycek aynee?

S: Çilekli sütlerimizi bitirsin gelir oğlum.

Naci elindeki çilekli süt dolu tepsiyle gelir.

N: Birileri babasını özledi galiba.

K: Eveyttt.

Nazlı: Baybaaacımm şütümüş haşıy mıı?

N: Evet prensesimm al bakalım.

Naci biberonları çocuklarına uzatırken karısına da bardaki çilekli sütü uzatır.

N: Al karıcım sen de.

S: Sağol hayatım. Yoruldun sen de. Gel yanımıza hadi.

Naci yanlarına oturur. Karısının karnına koyar elini.

N: Çok hareketli yine bizimki.

S: Ablası abisi sevdi ya kızımızı ondan babası.

N: Bakk sennn. Şimdiden atıldı dama pabucumuzzz. Kıskanırım amaa.

Nazlı ve Karan kıkırdar.

Nazlı: Kışkanmaa. Hep çok şeveyiş şeni bişş.

K: Eveyytt çokk şeveyişş.

İkisi de babalarının yanağını aynı anda öperler. Sonra da annelerini öperler.

N: Hadi bakalımm gelin derslere devam edelim.

Nazlı: Aaa en şevdiğimişşş

Nazlı ve Karan babalarının karşısına oturur uslu uslu. Safiye de onları izlerken Naci oyun kartlarını çıkarır.

N: İlk kim cevaplasın.

K: Beynnn.

N: Pekiii anlaştık.

Naci bir kart alır. Gülümser. Anlatmaya başlar.

N: Buu birr hayvann. Uzun kulaklarıı vaarr. Havuç sever.

Karttaki fotoğrafı gösterir. Karan heyecanla bağırır.

K: Taşvann bu taşvannn!

Karan'ın dili dönmeyip de bu tatlı kelimeyi söylemesi hepsini güldürür.

N: Aferinn benimm oğlumaaa. Annesiii ödülümüzz nerde?

Safiye elindeki tabaktan oğlunun en sevdiği kurabiyeden uzatır.

Nazlı: Şıyaaa beyndee.

Naci hemen bir kart daha çeker.

N: Hmm bu da bir hayvannn. Kanatlarıı var.

Nazlı: Hangii yenkk?

N: Rengarenk kızım.

Nazlı: Bayşkaaa?

N: Tırtıldan dönüşürler zamanla.

Diyerek gösterir resmi.

Nazlı: Kebeyekk buu!!

N: Annesi görüyor musun benim çocuklarım nasıl akıllılar?

S: Analarına çekmişler.

Safiye gülüp bir kurabiye de kızına verir. Arkasına yaslanır izlemeye devam ederken birden aklına gelen şeyle hareketlenir.

S: Nacii telefonu uzatır mısın?

Naci telefonu uzatırken şaşırır.

N: Hayatım bir sorun mu var?

S: Gülben ve Ceylan gelecek yarın da. Gelirlerken alacaklarını yazacaktım.

N: Doğum çantası hazırlamaya dimi? Ben de alırın eksikleri söylemen yeter.

S: Evet doğum çantası için hayatım ama tek tük kaldı. Yarın alırlar gelirken tamamlarız.

Naci huzurla gülümser.

N: Demek çekirdek ailemiz artık 5 kişi oluyor.

S: İnşallah bir tanem.

N: Belki altı belki yedi belki

Safiye kahkaha atarak elindeki yastığı hafifçe vurur.

S: Naciiii!

🕊
🕊
🕊

Kuşları okuyorum içimde, ağacın kuşlarını
Yeni pişmiş çilekli reçeli gibi kaynayan
Dalların üzerinde
Gemilere dadanan kuşları okuyorum bir de
Göklerde bir başına dolaşan
Görkemle
Büyük denizlerdeki yalnız kuşları
Ve okuyorum yıllardır bütün yalnızlıkları
Okuyorum da
Kuş olsun, insan olsun
Yalnızlık sevmesini bilmeyenlerin icadı
İşte
Suları fiyakayla göğüsleyen yelkovan kuşları
Geçiyorlar martıların peşi sıra
Ve küçük bir evin üst katı martı
Duvarlarından sümbüller akan
Sanki çok öpüşmelik kuşlar bunlar, çok sevişmelik
Ve seninle biz iyi ki
Sevmelerin ustasıyız, güzel şaşkınlıkların
Önce yüreklerimizi alıştırmışız buna, sonra kafalarımızı
Ki bu yüzden içimiz hiçbir zaman yoksul değil
Yoksul olmadı.