Hayalini kurduklarından çok daha güzelini yaşıyordur Safiye ve Naci.
Naci karnına başını yasladığı karısına ve bebeğine masal anlatma hazırlığındadır.
S: Kuşlu masal demekk. Bak alışırsam hep isterim.
N: İste. Bebeğimi hep masallarla ninnilerle uyutucam ben.
Safiye tebessüm eder.
S: Şanslı bebeğimiz...
Naci karnını okşar karısının ve başlar masala...
N: Çok çokk eskiden ormanın birinde bir sürü uzun uzun ağaçlar varmış.
Safiye hemen tebessüm eder. Orman evi gelir aklına.
S: Ee.
N: Dur Safiye'm yeni başladım daha..
S: Tamam tamam.
N: Bu ağaçların ihtişamlı boyları ormanı daha görkemli gösterirmiş.. Ancak tek bir ağaç varmış ki aralarında.. Dikenleri olan... diğerlerine göre daha kısa olan bir ağaç...
Safiye yutkunur bir an. Çocuk gibi dinler masalı.
S: Herkesten farklı yani...
N: Evet.. Diğerleri gibi yumuşak yaprakları yokmuş.. Uzun boyu da.. Farklıymış diğer ağaçlardan.. Diğer tüm ağaçlar bu ağaçla dalga geçermiş.
S: Ay Naci anlattığın masala bak daa. İçim kararacak.
N: Şştt. Bölmee. Neyse işte bu ağaç o kadar iyi kalpliymiş ki.. Dışardan görünen iğneli yaprağı diğerlerini incitmek için değil sadece kendini bu alaycı ruha sahip olan bedenlerden korumak içinmiş.
Safiye kendi yaşadıklarını hatırlar ve yutkunur.
S: Ama üzülür yine de.. Hani diğerlerinden farklı ya...
N: Üzülmüş evet.. Ama diğerlerinden farklı olan o güzel kalbi tüm kuşların yuvası olmuş biliyor musun?
Safiye heyecanla konuşur.
S: Nasılll? Kuşlar mı gelmiş? Ama şeyy hani dikenli yaprağı. Kuşun kanadını acıtmaz mı?
Naci güler.
N: Yok Safiye'm.. Yuva olmuş kuşa..
S: Peki.. Kuş acıya rağmen yuvasını terk etmemiş mi?
N: Hayır.. Kuş yuvasını terk eder mi hiç? Benim yuvam nasıl kollarınsa onun yuvası da ora işte.
S: Ne olmuş peki sonra? Kuş tüm kötü özelliklerine rağmen mutsuz muymuş o ağacın yanında?
N: Hayır. Birbirlerine öyle bir sevgi vermişlerki.. Bir süre sonra ağaç diğerlerinin alaylarına aldırış bile edememiş. Kuşun varlığı ona yetiyormuş çünkü..
Safiye fısıldar.
S: E..evet.. yetiyordu.. hep yetti..
N: Ama kış mevsimi gelmiş. Kuşun göç etmesi gerekmiş.. Kendi isteğiyle değil.. Doğanın kanunu gereği.
S: Kuş gidiyor mu? Gitmesin... ama üşür gitmezse.. Ağaç kuşsuz da üzülür. Of Naci. Gece gece bulandırdın kafamı.
N: Kuş gitmemek için çok direnmiş. Ağacı, yuvasını öyle seviyormuş ki.. Ama dayanamamış.. mecburen gitmiş sonunda.
S: Ama geri gelmiş dimi?
N: Gelmiş.. Gelmiş gelmesine ama o gelene kadar diğer ağaçlar çok üzmüş bizim ağacı.. Ağacımız içine kapanmış. Kendine kurduğu dünyanın dışına adım atamamış. Korkmuş. Dünya hep yanında gördüğü diğer kötü kalpli ağaçlardan oluşuyor sanmış. Sırf farklı olduğu için tüm iyi şeyleri yasak etmiş kendine..
S: B..benim gibi..
N: Kuş ağacının böylesine üzülmesine dayanamamış ve doğa anaya gitmiş. Hem de diğer o ağacı seven canlıları da toplayarak.. Ağaç sanmasa da seveni çokmuş... Doğa ana, karşısındakileri görünce şaşırmış. “Ne oldu? Niye hepiniz birden buradasınız?” diye sormuş. O zaman kuş “Sizden bir dileğimiz var” diye başlamış söze. “Benim yuvam olan, sevgisiyle içimi ısıtan, benimle soğuğa ve ayaza dayanan bir ağacım var. Sadece ben değil burdaki tüm canlılara yuva o. Arkadaş.. Dost.. Bize yiyecek veren, dallarında yuva yapmamıza ses çıkarmayan iyi kalpli o.. Ama boyu biraz kısa ve yaprakları dikenli, Öteki ağaçlar onunla alay ediyorlar Ne olur bu işe bir çare bulun” diye yalvarmış. Sonra da doğa anayı alıp, gitmişler ağacın yanına.
S: Seveni var mıymış gerçekten?
N: Varmış.. Hem de sandığından daha çok...
S: Sonra peki.. Doğa ana yardım etmiş mi?
N: Doğa ana, ağacı görünce, “Niye boyunun büyümediğini şimdi anlıyorum. Öteki ağaçlar kökleriyle bütün toprağı kaplamışlar. Yeterli besin alamıyorsun. Üstelik boyun kısa olduğu için, büyük ağaçlar güneşten yararlanmana da engel oluyorlar" demiş.
S: Yani.. Ağaç dikenliyse sebebi yine başkalarıymış dimi? Onu üzüp alay edenler...
N: Evet Safiye'm.. Ağacın güzelliğini yaymasına yine de engel olamamışlar ama bak. İyi kalbi kurtarmış ağacı.
S: Kurtarmış mı?
N: hıı hıı. Bak Doğa ana demiş ki "Üzülme. Sana öyle özellikler vereceğimki, bütün o kendini beğenmiş ağaçlardan üstün olacaksın. Çünkü yararlı olan güzeldir. Sen de yararlı bir bitki olacaksın” demiş.
S: Yararlı bitki?
N: Doğa ana ağacı öyle bir bitki haline getirmiş ki.. Yaprakları kalbi gibi yumuşacık.. Ormanın en görkemli ağacı.. Dalları kuşa yuva olan... Çevresinde mis kokulu papatyaların olduğu..
S: Naci.. Bilerek mi seçtin bu masalı?
N: Evet Safiye'm.. Gör istedim. Diğerlerinden farklı olman, bu halde olman kalbinin güzelliğini gölgeleyemez. Sen hayatına dokunduğun her insanın yüreğine umut serpersin. Dikenlerinin olması ağaç gibi tıpkı köklerinin beslenmesine izin verilmemesinden. Evet farklısın. Farkında bu kadar kötü bir dünyada.. Kötü insanlara rağmen bu kadar güzel ve özel olman..
Safiye gözlerinden akan yaşı siler.
S: Hayır.. farkım dünyanın en iyi kalpli adamına aşık olmamdı.. Ayrıca en büyük duamdı da..
Naci karısının önce dudağını sonra da karnını öper.
N: bebeğim masalını da dinlediğine göre artık uyku vakti.
Safiye gülerek yanına çeker kocasını.
S: Gel buraya gel.
Diyip göğsüne yatar. Sımsıkı sarılır.
S: Seni seviyorum.
N: Seni çok seviyorum.
Diyip huzurla kapatırlar gözlerini...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Papatya Kadın
Romantizm🌼Hayallerimi Sığdırdım Bir Papatyanın Kokusuna...🌼 🕊 ...papatya gibi kokuyorsun...🕊