Yıllarca evden dışarı adımını atmamış, olabilecek tüm kötülüklerin sebebi kendisiymiş gibi inandırılmış, içinde hala kırgın bir kız çocuğu olan Safiye şimdi o küçük kızın yaralarını sarmak için çok büyük adımlar atıyordur. Her başarı mutluluk kapılarını daha da aralıyordur ona. Bu seferki çok daha uzun zamandır istedikleri bir şeydir.. MAVİ YOLCULUK...
''Deniz gibi tadı. Bir keresinde sahilde yürürken merak ettiğim için gidip bir avuç içmiştim.'
''Bu yaz istediğin kadar içersin Safiye. Koklarsın... Seyredersin.. Yüzersin... Ne istersen yaparsın.''
''Naci ben.. Yüzme bilmiyorum.''
''Ben sana öğreticem Safiye.''
Her defasında sevdiği kadının ellerinden sımsıkı tutup 'Yapabilirsin Safiye'm' diyerek desteğini esirgemeyen Naci bu hayallerini gerçekleştirirken de Safiye'nin hemen yanı başında.. Sol yanında yerini almıştır. Tüm eşyalar hazırlanmış yola çıkmak adına plana uygun alışveriş listesi de tamamlanmıştır. Önlerindeki açık bavula son kez göz gezdirir Safiye.
S: Naci bir şey unutmadık değil mi?
N: Yok Safiye'm her şeyimiz tam.
S: Ya eksik bir şey kalırsa?
N: Karıcım biraz sakin olur musun? Eksik bir şey kalırsa da ordan alırız. Tamamlarız.
Safiye bir an olsun rahatlamış bir bakış attı ancak Naci karısının heyecanının farkındaydı. Yüzüne yine o şefkatli bakışını yerleştirip elinden tutarak oturttu sevdiğini. Kendi de yerine oturdu.
N: Karıcım hatırlıyor musun? Evlilik yıldönümümüzde tekneyle açılmıştık beraber. Denizin ortasında baş başa bir gece geçirmiştik.
Naci çapkın bir ima ile göz kırpar.
N: Uyumamıştık gerçi amaaa neyse..
S: Naciii anlattığın her anıda bir parça uykusuzluk var farkında mısın?
Bu söze ikisi de gülerler. Gerçekten de öyleydi... Birbirlerine asla doyamadıklarından sürekli tekrarlanan ama bedenlerinin yine de tenlerini hissetmeden üşüyüp durduğu bir döngüydü bu adeta.. Naci karısının ellerini aldı avuçlarının içine. Aslında sadece eli karısının elini sarmıyordur, çok daha öte bir şeydir bu... Kalbini sarmak gibidir belki de. Naci daha eline dokunmadan kalbine dokunmayı başarmıştır her defasında. El ele tutuşmanın bir çok anlamı vardır onlar için de... Güven vermek gibi. Söz vermek gibi.. Ben burdayım demek gibi..
S: Naci.. Hani ellerimi tutup yüzüne götürmüştün ya.. Bana bir şiir okumuştun.. Yine okur musun onu?
Naci karısının bu isteğine gülümser. İçindeki o küçük kız çocuğunun masumiyetini görür yine dolan o ela gözlerde. İçi titrer. Hamileliğinde çok daha duygusallaşan karısının ellerini alır. O günü anımsamak ister gibi kendi yüzüne dokundurur usulca. Safiye'nin yüzünde hemen tebessüm yerleşir. Kocasının sakallarını avuçlarında hissetmiş, o günün bir benzerini yaşıyordur şu an.
Gülün tam ortasında ağlıyorum
Her akşam sokak ortasında öldükçe
Önümü arkamı bilmiyorum
Azaldığını duyup duyup karanlıkta
Beni ayakta tutan gözlerininEllerini alıyorum sabaha kadar seviyorum
Ellerin beyaz tekrar beyaz tekrar beyaz
Ellerinin bu kadar beyaz olmasından korkuyorum
İstasyonda tiren oluyor biraz
Ben bazan istasyonu bulamayan bir adamım
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Papatya Kadın
Romance🌼Hayallerimi Sığdırdım Bir Papatyanın Kokusuna...🌼 🕊 ...papatya gibi kokuyorsun...🕊