🕊..179

263 22 6
                                    

Yepyeni bir gün başlamıştır Ataç ailesi için. Çocukların banyo günü olduğundan bir koşuşturma hakimdir evde. İlk Duru'yu sonra Nazlı'yı yıkayan Naci ve Safiye birlikte oğullarını da yıkamış ancak Duru ağlayınca Naci bakmaya gitmiştir. Köpüklerle oynayan Karan sevinçle bakar.

K: Aynee çokk beyaşş diymii? Aaa bu yenkk doğyu mu? Baybam öğyetmiştii ya bişee. Beyaş diymii buu?

S: Evet annecimm. Beyaz bu. Babanızın öğrettiği her şeyi hemen öğreniyorsunuz. Ne akıllı çocuklarım var benim yaa.

K: Çok akıyyıyış biiş Şafiye'mmm. Peykiii aynee başı yenkleyy biybiyine benşemiyo. Neydenn?

S: Nasıl yani oğlum?

K: Baykk meşeyaa Naşyı'nın biy tokaşı vayy. Pembee o. Ama ondan daha fayklı biy tokaşı daha vay o da pembee dedi baybamm. Ama fayklıı.

S: Hmm... Onu açık ve koyu olarak söylüyoruz. Meselaaa gökyüzüüü açıkk maviii. Amaa senin şu büyük arabann koyu maviii.

K: Aaa baybamın göşleyi de koyuu yeşiyy. Amaaa şenin eybişen açık yeşiyy. Doğyuu mu?

S: Aferimm benim yakışıklı oğlumaa. Doğru tabii. Sen babanın gözlerini nerden biliyorsun bakıyım?

K: Şenn hepp göşleyini övüyoşun onaa. Koyuu yeşiyy giyin göşyeyini oytaya çıkayıyo diyoşunnn.

S: Aaa sess kayıt cihazınaa da bak senn. Oğlum siz nerden biliyosunuz bunları?

K: Biş çok zekiyizz biliyişşş aynecimmm. Baybamınn göşleyiine çekmiş diymi göşleyimiş? Şeninki dee çok güşey. Hatta baybam şana eya göşyüm diyoo.

S: Babanızın da sizin de gözleriniz öyle güzel kiiii.

Safiye oğlunu durular ve bornoza sarıp kucağında çıkarır. İçeriye geldiklerinde olduğu yerde donakalır. İçi cız eder... Hayatında hiç yaşamadığı bir manzaraya şahit olmuştur...

Naci iki kızını da önüne almış birinin minicik saçlarını düzeltmiş, diğerinin de saçlarını tarıyordur. İncitmeden, kırmadan, acıtmaktan korkarak, sevgiyle... Safiye her ne kadar kocasının çok iyi bir eş olduğunu bilse de çocuklarına ne kadar iyi bir baba olduğunu gördükçe de mutluluğu kat kat artıyordur. En çok da içini yakan baba nasıl olur Naci'den öğrenmiştir.

N: Acımıyor dimi kızım?

Nazlı: Hayıyy baybaacımm.

N: Tamam acırsa söyle bana. Örmeyi bilmiyorum ama örgü istiyorsan öğreniriz annenden.

Nazlı: Aynemm çok güşey öyüyoo şaçlayımııı.

N: Senin de saçların ipek gibi.. annenden almışsın saçlarını. Onun da saçlarını çok seviyorum. Hepimizin her şeyini çok seviyorum ben.

Safiye oğluyla yaklaşıp yanlarına oturur. Hayran bakışlarını gizleyemez. O an göz göze gelirler Naci'yle.

N: Hehh çıktınız mıı karıcım? Sıhhatler olsun babacım.

K: Şağoyy baybacımmm.

S: Naci..

N: Söyle hayatım.

S: Biliyor musun?.. Nazlı da Duru da belki çoğu şeyi unutacaklar büyüyünce. Ama.. ama bu anı hiç unutmayacakşar. Hiçbir kız babasının saçlarını taramasını unutmaz çünkü. Başı okşanarak büyüyen her çocuk ne kadar şanslı olduğunu bilir. Bizim en büyük şansımız sensin.

N: Safiye'm.. Siz benim her şeyimsiniz. Kızlarımın saçını taramak da, oğlumla vakit geçirmek de, seninle yan yana olmak, elini tutmak da benim en büyük şükür sebebim. Asıl şanslı benim.

Karan kollarını kocaman açar.

K: O şamannn baynaaa maviiii tişöyt giydiyiymişin baybaa?

N: Olur tabiii gel babacım. Safiye'm Nazlı'nın saçlarını taradık ama bana örmeyi öğretmen gerek.

S: Aaa öğretmemm.

N: Neden?

S: Kızımınn saçlarınıı daa ben örücemm. Kıskanırımmm.

N: Aa buyrun o zaman hanımefendiii.

Safiye sırıtarak Nazlı'nın saçlarını örmeye başlar. Naci de Karan'ı odasına götürür. Birlikte giysi seçerler. Özenle giydirir oğlunu da. Duru ise biberonunu elinde tutarak izler annesini ve ablasını. Tüm dikkatini oraya vermiştir.

Nazlı: Aynee Duyu öğyenmeye çayışıyoo gayibaa.

Safiye kendilerine bakan kızına öpücük atar. Duru gülmeye başlar. İlgi kendi üzerine gelince gülücükler saçar yine ailesine. Ne güzel bir tablo olduklarının farkındalardır..

Papatya KadınHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin