Gül

2.1K 217 71
                                        

"Meva anneciğim uyan hadi."

"Meva."

"Meva kalk hadi."

"Annem uyansana."

"Meva!"

"Bu kız bu uykucu halini nereden aldı anlamıyorum."

Babam, "Alçin şimdi senin uyuyan halin ile Meva'nın bir farkı yok." derken gözlerimi açtım.

"Günaydın anne, baba."

Annem gülümseyerek "Günaydın." dedi.

Dün gece eve geldiğimizde biraz benim odamda abim ve Efkan ile sohbet etmiştik. Sonrasında Efkanların gitmemiş olmasını takmadan yatıp uyumuştum.

Yatakta doğrulduğumda "Bugün sihirli ormana gireceğim." dedim.

Babam, "Aynen öyle tatlım. Bu yüzden seninle öncesinde konuşmak istedik." dedi.

"Peki." diye mırıldandım.

Annem, "Sihirli ormana girdiğinde birçok olayla karşılaşabilirsin. Vahşi hayvan saldırısı, güç taşına karar verememe, sen taş bulamadan taşların bitmesi... Her şeye rağmen biz babanla birlikte arkandayız ve büyük destekçiniz." dedi.

Bu dediğine tebessüm ettim.

"Teşekkür ederim anne."

"Sihirli ormanın sana ne sunacağını bilemezsin. Oraya girdiğinde sadece içgüdülerini kullanmalı ve sana ne doğru geliyorsa ona yönelmelisin. Bu yöneldiğin yol daha önce hiç duymadığın, görmediğin bir yol da olabilir." dedi babam.

"Size yaraşır bir başarı getireceğim."

Babam gülümseyerek yanıma oturdu.

"Bize yaraşır olmak için hiçbir şey yapmana gerek yok. Sen kişiliğin ile zaten bizim istediğimiz evlat oldun. Elementin olsun ya da olmasın. Bu değişmeyecek. Biz sadece en sonunda üzülmeni istemiyoruz."

Gülümseyerek babama sarıldım ve "Yanımda olduğunuz için teşekkür ederim." dedim.

Babam da bana sarılırken "Tabii yanında olacağız. Sen bizim biricik kızımızsın." dedi.

Annem, "Kıskandım galiba." diyerek sarılmamıza ortak olduğunda babam, "Kırk sekiz yaşında olabilirim ama galiba gücüm hala yerinde." dedi.

Babamın neden bunu dediğini anlayamadığım için ona bakarken babam bir anda annemi kucağına aldı.

"Yalçın çocuğun yanında ne yapıyorsun? İndir beni!" diyen annem ile babam, "Benden güçlü değil misin? Kendin in." dedi.

"Yalçın saçmalama. Sana karşı güç mü kullanayım?"

Babam gülerek "Yani ben daha güçlüyüm." dedi.

"Cidden buna bu kadar takılmış olamazsın. Küçük çocuk musun Yalçın?"

Yataktan kalktım ve dün gece giymek için hazırladığım kıyafetlerimi aldıktan sonra "Uslu uslu fingirdeşin. Bana kardeş yapmayın." dedim ve odadan kaçtım.

Annemin babama "Buna bu kadar sen yüz verdin. Bak neler diyor." dediğini duyabiliyordum.

Bu haline sadece güldüm. Annem ve babamın ilişkisi gibi bir ilişki bulmayı çok isterdim.

Banyoya girdiğimde üzerimi değiştirdim ve elimi yüzümü yıkadım.

Aynada kendime baktığımda derin bir nefes alıp verdim.

"Küçüklükten beri spor yapıyorsun, Meva. Her türlü bu atletik vücut ile bir element taşı bulmayı başarırsın."

"Ya hangi güce sahip olduğuna karar veremezsen? Elementsiz mi kalacağım? Kraliyet Element Akademisi başkanı Yalçın ve güneş gücünün element temsilcisi Alçin'in küçük çocuğu element sahibi olamadı. Bunu istemiyorum."

"Bunu yapacağım." dedim ve saçımı sıkı sıkıya topladım.

Banyodan çıkmak için hazırlanırken banyonun kapısı alacaklı gelmiş gibi çalmaya başladı.

Böyle çalsa çalsa anca abim çalardı.

"Of abi." dedim ve banyonun kapısını açtım.

Gülümseyerek bana bakan abime "Ne var?" diye sordum.

Abim hiçbir şey demeden arkasında tuttuğu elinden kurutulmuş bir gül çıkardı ve bana uzattı.

Şaşırarak gülü alırken "Hayırdır?" diye sordum.

"İki sene önce bu gülü sen bana vermiştin. Verirken eğer element taşı bulamazsam üzülmemem gerektiğini yanımda olduğunu söylemiştin. Ben de o gülü kuruttum."

"Ya abi."

"Hayatının en önemli sınavına gireceksin ama ben hep yanındayım kardeşim." dediğinde kendimi tutamayıp ona sarıldım.

"Sağ ol abi."

"Saçın da olmamış. Az daha sıksaydın." dediğinde gülerek ondan ayrıldım.

"İşte benim tanıdığım abim bu."

Ruh Temsilcisi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin