"Belli mi?" diye sordum.
Annem konuya el attı.
"Belli falan değil. Sen sihirli ormana girince neler olacağını göreceğiz. "
Gökbay Amca, "Onun o olma ihtimali var." dediğinde hiçbir şey anlamamıştım.
Babam, "Bin sene sonra da o kişi gelebilir. Sonuçta soyumuz Oflaz ve Meva'dan sonra bir anda durmayacak." dedi.
Kafam karışmıştı.
"Alt yazı geçecek misiniz? Ben hiçbir şey anlamıyorum."
"Bir şey yok Meva." diyen anneme inanmamıştım.
Gökbay Amca, "Oflaz, Meva hiç birileri var mı?" diye sorunca "Yok be." dedim.
Abim susmayı tercih edince gülerek "Hala benim arkadaşıma plotonik." dedim.
Bahsettiğim arkadaşım Ceylan'dı. Abim Ceylan ile arkadaş olduğum günden beri kendisine karşı bir şeyler hissediyordu.
Gökbay Amca, "Ben gençken her gün bir başka kadınla randevuya çıkıp eğlenirdim. Siz gençlerin hiç beni örnek almaması üzüyor." derken Dilay Teyze ile göz göze geldi.
"Daha detaylı anlatsaydın Gökbay."
"Ama gençler şunu da eklemeliyim ki Dilay ile tanıştığım an tüm kadınlar ile görüşmeyi kestim. Tamamen Dilay'a aşık olmuştum ve onunla olabilmek için köpek gibi etrafında döndüm."
Bu dedikleri Dilay Teyze'nin hoşuna giderken babam, "Gerçekten Dilay'ın gözüne girmek için kırk takla attı." dedi.
Efkan, "Anne ama iyi ki babamı seçmişim diyorsun değil mi? Benim gibi bir oğlunuz oldu." dedi.
"Tabii ki hayır. Gençler size önerim bekar kalın. Çok daha rahat ve eğlenceli bir hayat yaşarsınız." diyen Dilay Teyze'ye "İdölümsün." dedim.
"Anne ciddi misin?"
Dilay Teyze, Efkan'a "Tabii ki ciddiyim. Sen zaten hata sonucu doğdun. Yoksa niye evlendikten beş sene sonra çocuk yapayım?" dedi.
Annem, "Dilay, oğlanla uğraşma." dedikten sonra Efkan'a döndü.
"Evlendikten iki sene sonra çocuk sahibi olmak istedi ama baban korkağın teki olduğu için üç sene sonra anca doğabildin."
Gökbay Amca'ya döndüm.
"Cidden çocuk yapmaktan o kadar korktun mu?" diye sordum.
Gökbay Amca bir iç çekti.
"Benim babam da annem de berbat ebeveynlerdi." diye söze girince "Evet, annen ve babanın yaptığı katliamı derslerde işliyoruz." dedim.
"Doğru ebeveyn nasıl olunur bilmiyordum. Ya babamlardan ders çıkarmak yerine onlar gibi olursam diye korktum."
Abim merakla "Korkunu nasıl yendin?" diye sordu.
"Yenemedim. Dilay Teyze'niz çocuk yapmazsak beni öldüreceğini söyledi. Ben de can korkusu ile kabul ettim." dediğinde güldüm.
Klasik Dilay Teyze.
"Hala yanlış bir şey yapmaktan korkuyorum ama korku dozajını ayarladıktan sonra iyidir gençler. Yanlış yapmanızı önlüyor."
Dudak kıvırdım.
"Önce birini bulayım." dediğimde abim, "Sen bulsan kaç yazar. Seni birine vereceğim yok." dedi.
"Ne yapacağım abi? Sen evlenip gittiğinde ben evde annemler ile mi kalacağım? Yoksa seninle yengemin evine taşınıp yengemi mi sevindireceğim?"
"Orasını keyfin bilir." diyen abime dediklerini onaylamadığımı gösterircesine kafamı salladım.
"Zaten Efkan ile anlaşmamız var. Otuzumuza kadar ikimiz de birisini bulamazsak evlenip aile evinden kaçacağız." dedim.
Abim, Efkan'a baktı.
"Cesaretli ama aptal."
Efkan, "Oflaz beni bilirsin, her türlü otuzuma kalmadan birini bulurum. O anlaşma sırf Meva'nın gönlü olsun diyeydi." dedi.
"Efkan duygularımla oynama, sana musallat olurum."
Efkan bu dediğime kahkaha attı.
"Musallat olsan en fazla ne yapabilirsin ki?"
Şaşkınlıkla "Sen beni mi küçümsedin?" diye sordum.
"Öyle mi yapmışım?" diye soran Efkan'a "Abimin yanında sana bir cesaret geliyor. Tenhada senin hesabını alırım." dedim.
"Şaka yapmıştım." diyerek kurtarmaya çalışan Efkan'a baktım.
"Ben de tenhada ufak şakalar yaparım. Olur biter."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ruh Temsilcisi
FantasyTüm ara elementlerin koruyucu hayvanını canlandırmak için çalışan bir gezegende doğan ana karakterimiz element taşını bulmak için girdiği sihirli ormanda beklenen kişi olduğunu öğrenir. "Güneş Parlarken" adlı kitabın ikinci kitabıdır.