Acı

1.4K 158 36
                                        

"Ben ruh temsilcisi, Meva. Kül elementinin güç temsilcisi, sana sesleniyorum. Buraya gel ve gücünü kullanarak bana yardım et." derken yüzümde bir rüzgar hissettim.

Gözlerimi açtığımda buzdan yapılan duvarların içerisinde yerde bir toz dumanı oluştuğunu gördüm.

Toz dumanının içinden mavi renkte bir ruh belirince soluksuz kalarak ona baktım.

Bir daha kül gücüne zorlama dersem ya da küçümsersem beni bir güzel dövsünler.

Kül gücünün element temsilcisi olan kadın bana baktığında hızla ayağa kalktım ve onu selamladım.

"Seni buradan çıkaralım bakalım." diyen kadın hiç zorlanmadan buzu kırınca ağzım açık ona baktım.

Kül, yanmış organik maddelerden geri kalan atığa verilen genel isim olduğu ve yakılan maddenin ne olduğuna bağlı olarak külün rengi, görüntüsü, kokusu değişebildiği için ne külü kullandığını çözememiştim.

"Bu da neydi?" diye sordum.

"Klor, kükürt, bir miktar potasyum, kalsiyum ve fosfor azalması meydana gelen; azot, karbon, oksijen ve hidrojen bulunmayan bir kül. Bitkisel."

"Hadi bu evden kaçıp gidelim." derken kül elementinin element temsilcisinin yavaşça soluklaştığını gördüm.

Anlamayarak "Niye soluklaşıyorsun?" diye sordum.

"Çünkü senin gücün beni bu kadar yanında tutmaya yeterliydi."

"O zaman hızlı olalım." derken kadın, "Başarılar Meva." dedi.

Ortadan tamamen kaybolduğunda onu geri getirebilmek için az önce söylediklerimi tekrarladım.

"Ben ruh temsilcisi, Meva. Kül elementinin güç temsilcisi, sana sesleniyorum. Buraya gel ve gücünü kullanarak bana yardım et."

Hiçbir şey olmazken yumruklarımı sıktım ve tekrar "Ben ruh temsilcisi, Meva. Kül elementinin güç temsilcisi, sana sesleniyorum. Buraya gel ve gücünü kullanarak bana yardım et." dedim.

İşe yaramazken "Galiba tek başımayım." dedim.

Kapıya yaklaştım ve kulağımı kapıya dayadım.

Yakınlardan ses gelmezken odada işime yarar bir şey çıkabilir mi diye bir ümit baktım.

Oda tamamen boştu.

Kilitli kapıyı açmak için güç uygulasam da adamlar gelip direkt beni etkisiz hale getirirlerdi.

Güç toplmamam lazımdı.

Gözlerimi kapattıktan sonra ellerimi kapıya doğrulttum.

Tüm gücümü ellerime verirken "Güneş gücü sana ihtiyacım var." diye mırıldandım.

Elimde güç oluştuğunda gözlerimi açtım ve gücü kapıya fırlattım.

Kapı kırılırken ben de gücümü dengesiz kullandığım için bitkin düşmüştüm.

Dizlerimin üzerine düşerken kapıya baktım.

Oradan çıkınca nereye gideceğimi bile bilmiyorum.

Ayak sesleri hızla yaklaşırken yerden güç alarak ayağa kalktım.

Az önceki iki adam yanlarında yeni birisiyle daha yanıma geldiklerinde onlara baktım ve ellerimi yumruk yaptım.

Buz elementinden olan adam, "Bu küçük sıçan nasıl kaçmayı başardı?" diye sordu diğer arkadaşlarına. Kendi yaptığı duvarlardan pek emindi oysa.

Kendimden güvenen bir ses ile "Size güçlü olduğumu söylemiştim." dedim.

"Halledin şunu. Ben uğraşmak istemiyorum." diyen buz gücünden olan adam ile diğerleri üzerime yürümeye başladılar.

Kolumu yüzümü kapatması için önüme getirirken kendime kalkan oluşturmaya çalışıyordum.

En sonunda su gücünden bir kalkan oluşturduğumda adamlar kendi aralarında güldü.

Kalkanım çok dandik görünüyordu.

Bu sefer geldiğinde gördüğüm adam hava topu oluşturup bana fırlattığında kalkanımı delip geçmişti.

Hava topu bana çarptığında arkamdaki duvara sertçe çarptım.

Tsunami gücüne sahip adam, "Patron kızı sağlam istiyor. Gücü abartma." diye uyardı.

"Hiç eğlenceli değilsiniz." diyen hava gücünden olan adam, buz gücünden olan adama döndü.

"Çıkalım ve sen de şu kapı yerine sağlam bir duvar ör."

Kendi aralarında anlaştıklarında odadan çıktılar ve kapının yerine buzdan bir kapı ördüler.

Yerde hem hava elementi saldırısından hem de gücümü dengesiz kullandığım için acı ile kıvranıyordum.

Umarım bizimkiler yerimi bulup yola çıkmışlardır. Dayanabileceğimi sanmıyorum.

Ruh Temsilcisi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin