Otele geri döndüğümüzde abimi başımdan salmayı başarmıştım. Daha doğrusu Ceylan başarmıştı.
Odada yalnız oluşumu değerlendirmek istiyordum. Tekrardan bir ruh çağırmaya çalışacaktım.
Kapı tıktıklanınca "Kapı açık. Gelebilirsin!" dedim.
Barlas içeri girdiğinde "Selam." dedi.
"Selam."
"Ceylan ile Oflaz'ı dışarıda görünce yalnız olduğunu tahmin edip geldim." dediğinde "Hoş geldin." dedim.
Barlas gelip yatağıma otururken "Ne yapıyordun?" diye sordu.
"Kaçırıldığım an olduğu gibi güç kullanmaya çalışıyordum. Daha doğrusu çalışmaya başlayacaktım." dedim.
"Gücünü daha yönetmeyi bilmiyorsun. Dengesiz güç kullanımından hasta olmaz mısın?" diye sorarken endişelendiği gözlerinden belliydi.
"Denemekten zarar gelmez." dedim.
"Seni izleyebilir miyim?" diye sorunca "Tabii." diye cevap verdim.
Barlas dikkatle beni izlerken ellerimi ve gözlerimi yumdum ve içimdeki gücü canlandırmaya çalışarak konuştum.
"Ben ruh temsilcisi Meva. Toprak gücünden Oflaz'ın ruhunun bize eşlik etmesini istiyorum."
Hiçbir şey olmazken gözlerimi açtım ve "O an yapabilmiştim." dedim.
"Daha yeni güç sahibi oldun. Bu kadar hızlı kullanmayı istemen büyük bir arzu değil mi?" diye sordu.
"Belki birazcık öyle olabilir ama gücümü kullanmak çok güzel bir histi. Kendimi özgür ve kuvvetli hissetmiştim." dedim.
"O zaman tekrar dene. Hadi." diyen Barlas ile "Deneyeceğim." dedim.
"Acaba çağırdığım kişiye göre kullanmam gereken güç farklı mı? Daha önce bir element temsilcisi çağırmıştım." dedim.
"Oflaz kim? Abinle adaş olması bir tesadüf mü?" diye sordu Barlas.
"Annemin çocukluk arkadaşıydı. Verilen ikinci ara element savaşında hayatını kaybetti. Savaşta büyük bir başarısı varmış." dedim.
Merakla "Ne yapmış savaşta?" diye sordu Barlas.
"Annemin hayatını kurtarmak için kendini feda etmiş. Eğer Oflaz Amca kendini feda etmeseymiş annem vurulacakmış ve Oflaz Amca yerine annem ölebilirdi. Bu da savaşı kaybetmemize sebep olması büyük bir ihtimal."
"Büyük yürekli biri olmalı." diyen Barlas'a "Öyle." dedim.
Sonrasında "Efkan ile benim ismim de buradan geliyor. Annemler normalde altı arkadaşmış ama savaşta üç arkadaşlarını kaybetmişler. Bize de onların isimlerini vermişler." diye ekledim.
"Ölmelerine üzüldüm." dedi.
"Ben de. Onların hayatımızda olmasını isterdim." dedim.
Barlas, "Şimdi moral bozmayalım. Hadi gücünü kullanmaya çalış." dediğinde tebessüm ettim.
"Peki."
Tekrar gücümü kullanmak için hazırlanırken kapı çaldı ve içeri Efkan girdi.
Önce bana sonra Barlas'a baktı ve "Rahatsız etmiyorum umarım." dedi.
"Yok. Gücümü kullanmaya çalışıyordum." dedim.
Efkan kapıyı arkasından örtüp yanımıza geldiğinde "Seni merak ettim. Hastaneden sonra hiç görüşmedik." dedi.
"Gördüğün gibi iyiyim." dedim.
Efkan bir şey demezken "Özel konuşabilir miyiz?" diye sordu.
"Gerek var mı?" diye sordum.
Son olanlardan ve verdiğimiz kararın üzerine Efkan ile yalnız konuşmak istemiyordum.
"Lütfen."
Derin bir nefes aldım.
Barlas, "İsterseniz ben gideyim." dediğinde Efkan, "Olur." dedi.
Barlas bana "Görüşürüz." deyince "Görüşürüz." dedim.
Barlas odadan çıkıp kapıyı kapattığında Efkan'a baktım.
"Barlas'ı kovduğuna göre konuşmaya başlayabilirsin." dedim.
"Aramızdaki farklı atmosfer hoşuma gitmiyor."
"Sence benim hoşuma gidiyor mu?" diye sordum.
"İkimiz de bu durumdan hoşnut değilsek niye hoşnut olacağımız bir duruma kavuşmak için adım atmıyoruz?"
Kaşlarımı çatıp ona baktım.
"Efkan ne istiyorsun?" diye sordum.
Efkan konuşmaya başlayacağında "Arkadaşız diyorsun. Sonra gelip öpüyorsun. Yine de geride duruyorsun. Ben de bir karar aldım. Seninle aramdaki ilişki daha önce olduğu gibi arkadaşlıkta bırakacağım. Gücüme öncelik verip hayatıma devam edeceğim. Belki yeni biri hayatıma girer ve onunla bir ilişkiye başlarım. Bilmiyorum. Sadece sen de kararımıza ayak uydur. Arkadaşlıktan öteye geçme." dedim.
Efkan ne diyeceğini bilemezken gözlerim dolmuştu.
"Bunu isteyen sendin Efkan. Şimdi lütfen git."
![](https://img.wattpad.com/cover/307580937-288-k863898.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ruh Temsilcisi
FantasyTüm ara elementlerin koruyucu hayvanını canlandırmak için çalışan bir gezegende doğan ana karakterimiz element taşını bulmak için girdiği sihirli ormanda beklenen kişi olduğunu öğrenir. "Güneş Parlarken" adlı kitabın ikinci kitabıdır.